12 Kasım 2014 Çarşamba

Altın Madalyon E-dergi'nin 5. Sayısı Yayında

 

Çizgi roman sevdalılarının hazırladığı Altın Madalyon E-dergi'nin 5. sayısı karşınızda. Bu sayının yıldızı tartışmasız Abbas Bağca. Abbas Bağca yıllar önce yazdığım bir korku öyküsünü, Kan Yaşamdır'ı (Doğum) nefis çizimlerle çizgi romana dönüştürdü. Bu çizgi romanın ilk bölümünü, Abbas Bağca'nın farklı çizimlerini ve daha fazlasını Altın Madalyon E-dergi'nin 5. sayısında bulabilirsiniz. Bu sayıyı ıskalamayın derim.

Altın Madalyon E-dergi sayı 5

Altın Madalyon E-dergi'nin tüm sayıları bir tık uzağınızda.

9 Kasım 2014 Pazar

2014 Tudem Edebiyat Ödülleri Sahiplerini Buldu


2014 Tudem Edebiyat Ödülleri 8 Kasım Cumartesi 33. Uluslararası Tüyap Kitap Fuarı'nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ben de eve 2014 Tudem Korku Öyküleri Yarışması'nda Papyonlu Adam adlı öykü dosyamla kazandığım mansiyon ödülü ile dönmenin gururu ve mutluluğunu yaşadım.

Bu topraklarda da korku edebiyatına katkı yapabilecek hayalperestlerin var olduğuna inanan ve bu hayalperestlere böyle bir şans tanıyan Tudem Yayınları'na huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederim.

Tüm hayalperestlere selam olsun!

27 Ekim 2014 Pazartesi

House: 80'lerin Dehşetli Filmleri - 3


Ortada miras bırakılan bir ev ve bu eve yeni bir başlangıç yapmak için taşınan birileri (özellikle de sorunlu bir aile) varsa o film tam benliktir. 

İşte Korku Evi de (House) buna benzer bir konuya sahip:

Roger Cobb korku romanları yazan bir Vietnam gazisidir. Ancak son romanı Kar Dansı’nın yayımlanmasının üzerinden üç yıl geçmiştir. Aynı kitap için imza günü düzenleyip durmaktan sıkılan yayıncısı kafasının etini yemektedir. Artık yeni bir şeyler yazmasının vakti gelmiş de geçiyordur. Her ne kadar yayıncısı karşı çıksa da Roger, Vietnam'da yaşadıklarını anlatan bir roman yazmaya karar verir. Bu arada kendi isteği ile yaşayanların dünyasından ayrılan halası perili olduğuna inandığı evini Roger’a bırakır.

22 Ekim 2014 Çarşamba

2014 Tudem Edebiyat Ödülleri Sahiplerini Buluyor!

2014 Tudem Edebiyat Ödülleri'nde kazanan isimler belli oldu. Ben de ödül kazanan isimler arasında yer aldım. Beni bu değerli ödüle layık gören Tudem Yayınları'na ve seçici kurul üyelerine teşekkür ederim.


29 Eylül 2014 Pazartesi

The Curse: 80'lerin Dehşetli Filmleri - 2

The Curse çocukluğumda beni dehşete düşüren filmlerin başında gelir kuşkusuz. Hiç unutmam, benim gibi bir korku filmi tutkunu olan rahmetli anneannemin evinde, video kasetten izlemiştim The Curse'ü. Tabii o zamanlar filmin, korkunun tartışmasız kralı olan (ve Cehennem'i Şeytan eşliğinde ziyaret ettiğine inandığım) Lovecraft'ın bir öyküsünden uyarlandığını bilmiyordum henüz.
Lovecraft’ın The Colour out of Space (Uzaydan Düşen Renk) adlı öyküsünden uyarlanan filmin başrolünde Stephen King’in The Body (Ceset) adlı eserinden uyarlanan Stand by Me'den de tanıdığımız Wil Wheaton yer alıyor. Yönetmen koltuğunda David Keith’in oturduğu 1987 tarihli filmin konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz:

5 Eylül 2014 Cuma

Gece Yaratıkları: 80'lerin Dehşetli Filmleri - 1

Çocukken oturduğumuz evin kocaman bir bahçesi vardı. Öyle ki diğer apartmanlarda oturan çocuklar kıskanırdı bizi. Bu kıskanılan bahçenin bir köşesinde heybetli dut ağacı, bir köşesinde sabahlara kadar oturup birbirimize hayalet hikayeleri anlattığımız çardak, bir köşesinde kan ter içinde kalana dek top oynadığımız alan... 

Bahçede bu cennet görüntüsüne uymayan yalnızca tek bir şey vardı. Bahçe hizasından bir metre yüksekte duran gecekondu büyüklüğündeki elektrik trafosu. Bu trafo bahçenin en ucunda durur, yüksekten bizi izlerdi sanki. İki kanatlı kocaman bir kapısı vardı ve kapının her iki kanadına da çizilmiş olan kuru kafalar epey ürkütücüydü. Geceleri odamın penceresinden, perdenin arasından hep trafoyu gözlerdim. Sanki her an kapısı açılacak ve içinden gece yaratıkları çıkacaktı. Hatta gece yaratıklarına karşı etkili olan tek silah da yastığımın altında dururdu. 

İyi de bu gece yaratıkları da neyin nesi? İşte karşınızda Gece Yaratıkları:

3 Haziran 2014 Salı

Umudun Şairi Nazım Hikmet


Nazım Hikmet...

Umudun, özlemlerin, barışın, hürriyetin, kardeşliğin şairi Nazım Hikmet. Tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümit. Omzuna yüklenen suçun ağırlığı altında ezilmemiş, özgürlüğü elinden alınsa da pes etmemiş, sürekli yazmış çizmiş üretmiş ve yaydığı ışıkla nice sanatçının yeşermesine imkan vermiş dev bir insan. Orhan Kemal'e göre aşılması imkansız sarp bir dağ ve sonsuz mavi bir deniz. 

Barıştan, güzelliklerden, doğrudan, haklıdan, özgürlüklerden yana insanlar var oldukça Nazım Hikmet şiirleri okunmaya, ezberlenmeye, paylaşılmaya devam edecektir. İnanıyorum ki böyle insanlar hep var olacaktır yeryüzünde.

3 Haziran 1963'te vatan hasretiyle aramızdan ayrılan Nazım Hikmet'i sevgiyle anıyorum.

Fotoğraftaki şiir: Nazım Hikmet, Nikbinlik, 1930
Fotoğraftaki resim: İrfan Okan, Aydınlıklardır Önümüzde Giden (Nazım Hikmet), tuval üzerine yağlıboya, 120 * 150 cm, 2008

2 Haziran 2014 Pazartesi

Orhan Kemal: İlk Sosyal Uyanış


Orhan Kemal'in henüz Orhan Kemal olmadığı yıllarda çalıştığı basımevinin yanı başında bir çikolata fabrikasını vardır. İşte bu fabrikada çalışan sarı saçlı, mavi gözlü Eleni'ye kaptırmıştır gönlünü Orhan Kemal. Bir gün iş çıkışı Eleni'ye pantolonundan utandığını söyler. Eleni'den aldığı yanıt şu olur: 

"Sen utanacağına zenginler utansın." 

Orhan Kemal ileride edebiyatımızın büyük isimleri arasına katılacak ve bu cevaptan çok etkilendiğini, kendisinde ilk sosyal uyanışın Eleni'nin bu cevabıyla başladığını söyleyecektir. Aslına bakarsanız Orhan Kemal'in asıl uyanışı Nazım Hikmet'in 1939 senesinin kasım ayında Bursa Cezaevi'ne gelmesiyle başlayacaktır tabii. Ama bu hikaye başka bir yazının konusu olsun isterseniz. 

2 Haziran 1970'te aramızdan ayrılan edebiyatımızın çalışkan, üretken ismi Orhan Kemal'i sevgiyle anıyorum. Orhan Kemal belki bedenen aramızdan ayrılmıştır ama tekrar tekrar basılan, okunan eserleriyle her zaman yaşayacak ve yanımızda olacaktır. 

13 Mayıs 2014 Salı

ŞE7T4N Raflarda


Joe Hill, Kadife Kutudaki Hayalet (Heart-Shaped Box) romanıyla sıkı bir giriş yapmıştı korku edebiyatına. Öyle ki Kadife Kutudaki Hayalet Neil Gaiman’a göre Clive Barker’ın yazdığı Lanetlenme Oyunu’ndan (Dammination Game) bu yana yazılmış en iyi ilk korku romanıydı.

Joe Hill babasının (yani Stephen King’in) yolundan sağlam adımlarla ilerlemeyi sürdürdü ve Kadife Kutudaki Hayalet’i bir başka korku romanı Boynuzlar (Horns) izledi. Her iki kitap da ülkemizde Altın Kitaplar tarafından yayımlanmıştı.

Joe Hill’in üçüncü romanı ŞE7T4N da (NOS4A2) yine Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı. Joe Hill bir önceki romanında olduğu gibi sayfalarında yine şeytana yer ayırmayı ihmal etmemiş.

Esat Ören’in dilimize kazandırdığı roman özellikle korku severlerin ıskalamaması gereken bir eser gibi görünüyor.

9 Mayıs 2014 Cuma

Yeni Tanıştığım Yazarlar, Eski Dostlar ve Birkaç King Tavsiyesi

Bu yıl birçok yeni yazar girdi hayatıma. Kimi büyüledi beni, kimi ise beklentilerimi karşılayamadı. Bende hayal kırıklığı yaratan isimler başka bir yazının konusu olsun ama büyülendiğim bir iki yazardan kısa da olsa bahsetmek isterim size:

Hiç kuşkusuz Dalgalar ile tanıştığım ve Mrs. Dalloway eseriyle edebiyat dünyamda kalıcı bir iz bırakan Virginia Woolf  bu isimlerin başında gelmekte. Onunla bu kadar geç tanıştığım için kendime kızmadan edemiyorum. Woolf yazdıklarıyla İngiltere’de gerçekçilik geleneğini kırmış öncü bir yazar. Maalesef zorlu bir dönemde, zorlu bir yaşam sürmek zorunda kalmış bu büyük kalem. Ve ne üzücüdür ki bu zorlu yaşamı intiharla son bulmuş.

22 Nisan 2014 Salı

Altın Madalyon E- Dergi Sayı: 5 Okurlarla Buluşmak Üzere


Altın Madalyon, çizgi roman sevdalılarını bir araya getiren ve oldukça zengin bir içeriğe sahip olan kaliteli  bir forum. Üstelik forum sakinleri tarafından bir e-dergi hazırlanmakta. Şu ana dek dört sayı yayınlandı bile. Ve çizgi romanlarla ilgili yazıların, öykülerin, söyleşilerin ve daha fazlasının yer aldığı bu e-derginin 5. sayısı da Mayıs ayının ilk günlerinde okurlarla buluşacak. Abbas Bağca'nın harika çizimleriyle yeniden hayat verdiği korku öyküm Kan Yaşamdır'ın ilk bölümü de bu sayıda yer alacak. Altın Madalyon E-Dergi'yi ıskalamayın derim. Sayfalarında daha neler olacak neler.

Foruma ulaşmak için: Altın Madalyon
E-Derginin tüm sayılarına ulaşmak için: Altın Madalyon E-Dergi
Kan Yaşamdır adlı öykümü okumak için: Kan Yaşamdır

9 Nisan 2014 Çarşamba

Hayalet Hikâyeleri

21. yüzyıl… Bilişim Çağı, Elektrik Çağı, Enformasyon Çağı, Bilgi Çağı… Nasıl adlandırırsanız adlandırın teknolojik gelişmelerin dur durak bilmeden ilerlediği muhteşem bir çağda yaşıyoruz. İletişim bambaşka bir anlam kazandı artık. İnsanoğlu daha önce hiç olmadığı kadar birbirine bağlanmış durumda. Ulaşmak istediğimiz her şey, herkes bir tık ötemizde durmakta.

Böyle bir çağda yaşıyorsak eğer neden hala hayalet hikâyelerinden vazgeçemiyoruz peki? Bir tweet ile milyonlarca kişiye ulaşabiliyorken neden hala ölülerle uğraşıyoruz? Neden onları huzur içinde uyumaları için rahat bırakmıyoruz?

Nedeni basit. Çünkü öleceğimizi biliyoruz ve bilim henüz ölümsüzlüğün sırrına ulaşabilmiş değil. Hayaletlerse bize fiziksel ölümün ötesinde de bir yaşamın var olduğunu fısıldıyorlar. İşte cevap bu kadar basit. Ne kadar korkunç olurlarsa olsunlar onların var olmasını istiyoruz. Onlarla ilgili filmler izliyor, onlarla ilgili romanlar okuyoruz. Sağdan soldan duyduğumuz hayalet hikâyelerini birbirimize anlatıyoruz.

Benim de size anlatacağım birkaç hayalet öyküm var elbet. Ama bugünlük öykü anlatma işini başkalarına bırakmak istiyorum. İşte size  altı yazardan altı hayaletli roman:

2 Nisan 2014 Çarşamba

Yazma Serüveninize Işık Tutacak Kitaplar

Kitaplarla iç içe geçen onca yılın ardından fark ettiğim şeylerden biri, sıkı okuyucuların birçoğunun yazar olma hevesi taşıdığı. Zaten “okuma sürekliliğine sahip olmak” yazar olabilmek için olmasa olmaz iki altın kuraldan biri. Diğeriyse kuşkusuz dur durak bilmeden yazmak, yazmak, yazmak…

Tabii çıkılan edebiyat yolculuğunda kendini ispat etmiş yazarların önerilerinden faydalanmak, onların hayatlarından dersler çıkarmak da hiç fena fikir değil. Bu yazarlar bulundukları konuma nasıl geldiler? Hangi yollardan geçtiler? Ne gibi zorlukları yendiler? Sağlam bir metin yazabilmek için olmazsa olmazlar neler? Büyülenerek okuduğumuz eserler nasıl, nerede, hangi şartlarda yazıldı? İşte bu tip soruların yanıtlarını bulabileceğiniz ve yazma serüveninize ışık tutabilecek satırlarla dolu birkaç kitap:

5 Şubat 2014 Çarşamba

Daktilo Tıkırtısı

George Orwell, Remington marka daktilosu ile yazarken 
Geçtiğimiz günlerde daktilolarla ilgili bir araştırma yaparken 2011 yılına ait bir habere rastladım. Dünyanın son daktilo fabrikası olan Hindistan’daki Godrej&Boyce da daktilo üretimini durdurmuş. Yani büyülü bir devrin kapıları bir daha açılmamak üzere kapanmış.

Kabul etmek gerekir ki daktilolar zamanın dışında kaldı artık. Öldüler demeye dilim varmıyor ama onların yerini alan elektronik aletlerle baş etmeleri de mümkün görünmüyor. İhtiyaçtan çok nostaljik bir havaya büründüler artık. Günümüzde eserlerine daktilosuyla hayat veren yazarlar kaldıysa bile sayıları bir elin beş parmağını geçmiyordur herhalde. (Bu isimlerden biri Osman Şahin olabilir. Geçtiğimiz günlerde hayatını konu edinen bir belgesel izledim İz Tv’de. Çalışma masasında bir daktilo duruyordu.)

Teknoloji Usain Bolt’un bile yakalayamayacağı bir hızla koşmakta. Yetişebilene aşk olsun. Bilim insanları Mars’a insan göndermenin peşinde ve cep telefonları bile yazı makinesine dönüşebiliyor. Böyle bir devirde, bu durumu yadırgamak ne kadar doğru (ya da mantıklı) olur bilinmez ama insan yine de o muhteşem tıkırtının kesilmesine üzülmeden edemiyor. Zamanın, insanın en büyük rakibi olduğu ve bir word dosyasının bir tıkla dünyanın öbür ucuna gönderilebildiği bir çağda bir yazar adayının daktilo başına geçip koca bir roman yaratmasını beklemek gerçekçi olmaz tabii. Yine de antikacıları dolaşırken daktiloların hala satıldığını ve özellikle de gençler tarafından ilgi gördüklerini görmek iki daktilo sahibi ve bir üçüncüsüne de her zaman yeri olan biri olarak beni mutlu ediyor. Nostaljik de olsa hiç kesilmesin tıkırtıları ve tuşlarına bastıkça ilham perisi gibi fısıldamayı sürdürsünler kulağımıza.     
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...