Kitaplarla iç içe geçen onca yılın ardından fark ettiğim şeylerden biri, sıkı okuyucuların birçoğunun yazar olma hevesi taşıdığı. Zaten “okuma sürekliliğine sahip olmak” yazar olabilmek için olmasa
olmaz iki altın kuraldan biri. Diğeriyse kuşkusuz dur durak bilmeden yazmak,
yazmak, yazmak…
Tabii
çıkılan edebiyat yolculuğunda kendini ispat etmiş yazarların önerilerinden
faydalanmak, onların hayatlarından dersler çıkarmak da hiç fena fikir değil. Bu
yazarlar bulundukları konuma nasıl geldiler? Hangi yollardan geçtiler? Ne gibi
zorlukları yendiler? Sağlam bir metin yazabilmek için olmazsa olmazlar neler? Büyülenerek
okuduğumuz eserler nasıl, nerede, hangi şartlarda yazıldı? İşte bu tip
soruların yanıtlarını bulabileceğiniz ve yazma serüveninize ışık tutabilecek
satırlarla dolu birkaç kitap:
Danell Jones - Virginia Woolf’tan
Yazarlık Dersleri (Timaş Yayınları / Edebiyat Dizisi)
Ünlü
İngiliz yazar Virginia Woolf’un yazarlık ve yazma sanatı üzerine
düşüncelerinden esinlenerek bir atölye kurgulayan Danell Jones, yedi önemli
başlıkta, yazarlık için heyecan taşıyanlara yol gösterecek bir rehber sunuyor.
Yazar adaylarına disiplinli olmayı öğütleyerek onları motive ediyor. Her
bölümün sonunda Woolf’un kendi yazı alıştırmalarından seçtiği örneklerle
tavsiyelerini destekliyor. Virginia Woolf’un günlükleri, kurgusal metinleri ve
denemelerinden özel alıntılarla, incelikle kurgulanan eser, Woolf’u gerçek bir
sınıfta, ders anlatırken hayal etme fırsatı sunuyor okura.
Dünya
edebiyatına yön vermiş bir kalemin izinde; yazmak ve yaratmak üzerine yol
gösteren Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri, gözden geçirilmiş yeni
baskısıyla “kendine ait bir oda”nın kapısını aralıyor. (Arka Kapaktan)
Stephen King - Yazma Sanatı (Altın
Kitaplar / Roman Dizisi)
“Yıllarca,
odamın ortasında duran masif, meşe antika bir çalışma masasına sahip olmayı
düşledim. 1981’de hayalimdeki masaya kavuştum ve onu evimin arka tarafındaki
geniş, aydınlık çalışma odamın ortasına yerleştirdim. Ve tam altı yıl o masanın
ardında hiçbir şey yapmadan sarhoş ve kafam dumanlı oturdum.”
“Alkol
ve uyuşturucudan kurtulduktan sonra aklımı başıma topladım ve o çirkinlik
abidesini oturma odasına taşıtıp başımdan def ettim. Doksanlı yılların
başlarında kendi yollarına gitmeden önce çocuklarımla birlikte basketbol maçı
ya da film izlerken o masanın üstünde pizza yerdik. Sonradan o dinozorun yarı
büyüklüğünde el yapımı çok güzel bir masa aldım. Ve onu çalışma odamın en dip
köşesine bir şemsiyenin altına yerleştirdim. Şimdi elli altı yaşında gözleri
bozuk, bacağı sakat ve aklı başında bir adam olarak masanın arkasındaki
şemsiyenin altında oturuyorum. Bildiğim işi yapıyorum. Çünkü bu işin nasıl
yapılacağını biliyorum. Size başımdan geçenleri anlattım. Şimdi de elimden
geldiğince yaptığım işi anlatacağım.”
“İşe
şöyle başlayın: Masanızı odanızın en dipteki köşesine yerleştirin ve her yazı
yazmaya oturduğunuzda masanın neden odanın ortasında durmadığını kendinize
hatırlatın. Yaşam, sanatı destekleme sistemi değildir. Bunun tam aksidir.”
(Arka Kapaktan)
Marguerite Duras - Yazmak (Can
Yayınları / Çağdaş Dünya Edebiyatı Dizisi)
"Yalnızlık
hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben öyle
yaptım. Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine
karar vermiştim. İşte böyle oldu. Bu evde yalnızdım. Bu eve kapandım, tabii
korkuyordum da, buna kuşku yok. Sonra da sevdim o yalnızlığı. Bu ev, yazı evi
haline geldi. Kitaplarım bu evden çıkıyor. Ayrıca bu ışıktan da, küçük gölden
yansıyan bu ışıktan. Şu söylediğim şeyi yazabilmek için tam yirmi yıl gerekti
bana." Böyle diyor Duras, 1993 yılında yayımlanan "Yazmak" adlı
yapıtında. Daha çok romanlarıyla tanıdığımız yazarın, bu kez, tadına doyulmaz
denemelerini sunuyoruz okurlarımıza. Kitabın içinde yol aldıkça, insanın içinde
bir tutku halinde kabarıp taşan yazma ediminin, ayrı zamanda, insanın temel
gerçekliklerinden biri olan yalnızlıktan kurtulmanın tek yolu olduğunu da
anlıyoruz. (Arka kapaktan)
George Orwell - Neden Yazıyorum (Sel
Yayıncılık / Deneme Dizisi)
Edebiyat
anlayışı hiçbir zaman politik düşüncelerinden ve gözlemlerinden ayrı
düşünülemeyecek bir yazar olan George Orwell, Neden Yazıyorum'da bir araya
getirilen denemelerinde, hemen her yazarın hayatının bir noktasında kendisine
sorduğu ya da başkalarının ona yönelttiği, beylik "Neden Yazıyorum?"
sorusuna politik ve insani gözlemlerle yoğurduğu cevaplar veriyor.
Politikacıların ipliğini pazara çıkarırken, İngiliz karakterini bir kadavra
gibi parçalarına ayırırken, savaşa dair dile getirilmeyenleri dile getirirken
iğneyi başkaları kadar kendine de batırmaktan sakınmıyor.
"Tüm
yazarlar kibirli, bencil ve tembeldir ve yazma dürtülerinin altında bir gizem
yatar. Kitap yazmak, acıdan kıvrandıran bir hastalığın uzun süren nöbetleri
gibi insanı yiyip bitiren korkunç bir mücadeledir. İnsan, karşı koyamayacağı ve
anlayamayacağı bir iblis tarafından itilmese kesinlikle böyle bir işe
kalkışmazdı. Biliyoruz ki bu iblis herkeste vardır ve bir bebeğin ilgi çekmek
için ciyak ciyak ağlamasına yol açan içgüdünün aynısıdır. Fakat yine de sürekli
kendi kişiliğini gizleme mücadelesi vermediği sürece insanın okunabilir hiçbir
şey yazamayacağı da bir o kadar doğru." (Arka kapaktan)
Vladimir Nabokov - Edebiyat
Dersleri (İletişim Yayınevi / Edebiyat Eleştirisi Dizisi)
Edebiyat
Dersleri, Nabokov'un Wellesley ve Cornell üniversitelerinde verdiği derslerin
notlarından oluşmaktadır. Bu derslerde Nabokov, öğrencileriyle birlikte; Jane
Austen'ın Mansfield Parkı'nı, Charles Dickens'ın Kasvetli Ev'ini, Gustave
Flaubert'in Madame Bovary'sini, Robert Louis Stevenson'un Dr. Jekyll ve Bay
Hyde'ını, Marcel Proust'un Swan'ların Tarafı'nı, Franz Kafka'nın Dönüşüm'ünü ve
James Joyce'un Ulysses'ini okuyor. Bu okumalar sonucunda yalnızca Nabokov'un
keskin zekâsının ürünü olan eleştirel metinler ortaya çıkmıyor; aynı zamanda
yazar, hem okurlara hem de öğrencilere, bir edebiyat metninin nasıl okunması
gerektiği ve bir metinden gerçekten nasıl zevk alınacağı konusunda ipuçları
veriyor.
Edebiyat
Dersleri, dünya edebiyatının en çok tartışılan başyapıtlarına, yine en çok
tartışılan başka bir büyük yazarın yorumlarını ve eleştirilerini göstermekle
kalmıyor; aynı zamanda hem nasıl iyi bir eleştirmen hem de nasıl iyi bir okur
olunabileceğine dair Nabokov'un uzun yıllar derslerinde anlattığı notları,
çizimleri ve haritaları da sunuyor. Öğrenciler için bulunmaz bir kılavuz,
meraklıları için kaçırılmayacak bir başyapıt... (Arka kapaktan)
Semih Gümüş - Yazar Olabilir miyim?
(Notos
Kitap / Deneme Dizisi)
“Doğru
bir okuma biçimi edinmiş, dolayısıyla okuduklarının anlamlarını kendi başına
sökebilen ve kendi yazdıklarını bütün yazınsal öğeleri soyutlayarak
çözümleyebilen, eleştirebilen yazar adayı, aynı zamanda okumayla yoğun ve
sürekli bir ilişki içinde yaşamayı başarabilirse, yazmayı da er geç başarır.”
Semih Gümüş
Yazar
Olabilir miyim? ister edebiyatın çetin yollarına gidin, ister ıssız bir adaya,
yanınızda bulunması gereken bir kılavuz kitap.
Yaratıcı
Yazının Yolları, Yordamları
·
Nasıl Yazmalıyım?
·
Gerçek, Düş, Kurmaca
·
Yazınsal Metin ve Hikâyesi
·
Yazınsal Kişileri Yaratma Biçimi
·
Metin Nasıl Başlar, Nasıl Biter?
·
Bir Anlatım Sorunu: Birinci Kişi
Anlatımı
·
Yoğunluğun Sırrı
·
Olay Örgüsü ve Düğümleri Bağlamak
·
Mekân ve Nesneler
·
Bir Anlatı Olarak Kısa Öykü
·
Yalınlığın Zorluğu ve Olanakları
·
Yalınlıktan Karmaşıklığa Geçiş
·
Romancının Deneyimi
·
İnsanın Yazıdaki Yeri
·
Nasıl Yayımlayabilirim?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder