Çocukken oturduğumuz evin kocaman bir bahçesi vardı. Öyle ki diğer apartmanlarda oturan çocuklar kıskanırdı bizi. Bu kıskanılan bahçenin bir köşesinde heybetli dut ağacı, bir köşesinde sabahlara kadar oturup birbirimize hayalet hikayeleri anlattığımız çardak, bir köşesinde kan ter içinde kalana dek top oynadığımız alan...
Bahçede bu cennet görüntüsüne uymayan yalnızca tek bir şey vardı. Bahçe hizasından bir metre yüksekte duran gecekondu büyüklüğündeki elektrik trafosu. Bu trafo bahçenin en ucunda durur, yüksekten bizi izlerdi sanki. İki kanatlı kocaman bir kapısı vardı ve kapının her iki kanadına da çizilmiş olan kuru kafalar epey ürkütücüydü. Geceleri odamın penceresinden, perdenin arasından hep trafoyu gözlerdim. Sanki her an kapısı açılacak ve içinden gece yaratıkları çıkacaktı. Hatta gece yaratıklarına karşı etkili olan tek silah da yastığımın altında dururdu.
İyi de bu gece yaratıkları da neyin nesi? İşte karşınızda Gece Yaratıkları:
Bu gece yaratıkları tabii ki bizim evin bahçesindeki trafonun içinde yaşamamaktadır. San Fransisco’da Golden Gate Köprüsü'nün altında barınan bu on iki yaratık bir gece parkta takılan gençleri ortadan kaldırıverir. İçlerinden yalnızca biri, diğerlerine oranla hanım hanımcık oturan Natalie hayatta kalmayı başarır. Ama polis anlattığı hikayeye inanmaz. Üstelik ortada ne ceset ne de kan vardır. Bu arada polisin aksine hikayeye inanan ve neler olup bittiğini araştırmaya başlayan bir kahramanımız da yok değildir. İşte o sevimli kahramanımız. Sizin de gördüğünüz gibi kahramanımızın gözlerinden zeka fışkırmakta ve olayın peşini bırakacak gibi görünmemekte.
Sonuç olarak bu cin bakışlı genç kızımızla birlikte olayın peşine düşen 80 gençliği ve nereden çıktıkları ve nasıl bir araya geldikleri belli olmayan gece yaratıkları arasında bir savaştır başlar. Gençlerimiz sonunda gece yaratıklarını nasıl yok edeceklerini keşfedeceklerdir.
Video kasetten film izleme şansı bulmuşsanız, hele de korku filmlerini seviyorsanız 86 yapımı Neon Maniacs (Gece Yaratıkları) ile karşılaşmamış olmanıza imkan yok diye düşünüyorum. Filmin dönemin en eğlenceli korku filmlerinden biri olduğu kesin. Öyle ki büyüsünü hala korumakta. Zamanında video kasetten izlediğimiz filmi günümüzde blu-ray olarak izlemek de mümkün.
Şöyle oturayım da bir buçuk saat yüzümde tebessümle bir film izleyeyim, hey gidi günler hey diyeyim diyorsanız Neon Manians tam size göre. Ama Neon Maniacs'ın adını şimdi duyduysanız ve 80'lerde çekilen korku filmleri ile aranız yoksa bu filmden uzak durun derim. Yoksa kulaklarımı çınlatacağınızdan hiç şüphem yok doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder