tag:blogger.com,1999:blog-63129643966118273292024-02-08T01:40:46.420+03:00Zemine Kazılı NotlarKadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.comBlogger85125tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-61842761496275895412018-09-03T00:01:00.000+03:002018-09-03T00:07:58.098+03:00Yeryüzü Müzesi 3. Baskısıyla Raflarda Yer Almayı Sürdürüyor.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidJOBUq4Ghj8wjakRSfkf_zzwRlVgFjMgQ90-wgJEUZJYDlbvYYZPx_3xpipBuf7EXX6lcW8CqzTxbRxJUHUH-tqvF3JBR6_SigMndxVT9hQ9GeMGUaqCJeqjZVhBNixo0AaxV3q3LAeY/s1600/yeryuzu-muzesi-3-baski.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="697" data-original-width="697" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidJOBUq4Ghj8wjakRSfkf_zzwRlVgFjMgQ90-wgJEUZJYDlbvYYZPx_3xpipBuf7EXX6lcW8CqzTxbRxJUHUH-tqvF3JBR6_SigMndxVT9hQ9GeMGUaqCJeqjZVhBNixo0AaxV3q3LAeY/s320/yeryuzu-muzesi-3-baski.jpg" width="320" /></a></div>
<div style="font-weight: bold;">
<b><br /></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/" target="_blank">Bilimkurgu Kulübü</a></b> olarak hazırladığımız ve <b><a href="http://www.ithaki.com.tr/urun/yeryuzu-muzesi/" target="_blank">İthaki Yayınları</a></b> etiketiyle yayımlanan <b><a href="https://www.kitapyurdu.com/kitap/yeryuzu-muzesi/448450.html" target="_blank">Yeryüzü Müzesi</a></b>, 3. baskısıyla raflarda yer almayı sürdürüyor. <b>Aşkın Güngör</b>, Funda Özlem Şeran, <b>Müfit Özdeş</b>, Tevfik Uyar gibi isimlerin yer aldığı öykü seçkisinde birbirinden heyecanlı 18 öykü yer almakta. Benim de <b>Dünyanın Gizli Sahipleri</b> adlı öykümle yer aldığım, kalemi güçlü 18 Türk yazarın hayal gücünden doğan ve 3. baskı yapan ilk yerli bilimkurgu öykü seçkisi olma özelliğini taşıyan Yeryüzü Müzesi'ni ne okusam diye düşünenlere öneriyorum. </div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-74305145421250763392018-01-25T21:27:00.000+03:002018-01-25T21:33:17.041+03:00Yeryüzü Müzesi’nin Yazarlarından Ursula K. Le Guin’e Veda<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEictKG-e2m891gGUs1hcgrI6_B17EIIsUDsfK6LDb8tXny-y5LdQl6Dk4Jm9wcawOFAL51ZS7IxIXrZQ-O-HPkszOyUMZ9xTnMIjuZzMgwxwqrBPI2Ig5vJSTqiu9gbgEEEgTQAR03T0Tc/s1600/worlds-of-ursula-k-le-guin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEictKG-e2m891gGUs1hcgrI6_B17EIIsUDsfK6LDb8tXny-y5LdQl6Dk4Jm9wcawOFAL51ZS7IxIXrZQ-O-HPkszOyUMZ9xTnMIjuZzMgwxwqrBPI2Ig5vJSTqiu9gbgEEEgTQAR03T0Tc/s400/worlds-of-ursula-k-le-guin.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Başka dünyaların mümkün olabileceğine duyduğu bu inançla dil, din, ırk, ideoloji ayrımı yapmaksızın atılan her samimi adımı desteklemekten asla geri durmadı. Tıpkı <b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/" target="_blank">Bilimkurgu Kulübü</a></b>'nün <a href="https://www.facebook.com/yeryuzumuzesi/?ref=br_rs" target="_blank"><b>Yeryüzü Müzesi</b></a> adlı bir kısa öykü antolojisi hazırladığı haberini aldığında kağıt-kaleme sarılıp destek mesajı atması gibi… “Hastayım, yaşlıyım, uğraşamam,” ya da “siz kimsiniz?” demedi. Demeye hakkı olduğu halde demedi… Deseydi de <b>Ursula K. Le Guin</b> olmaya devam edecekti kuşkusuz, ama bunu yapmadı. Bilimkurgu Kulübü nezdinde Türk okurlarına ve yazarlarına tüm o bilgeliğiyle şöyle seslendi:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Her birimiz, dünyanın dört bir yanında, büyük bir karanlıkta yolumuzu bulmaya çalışıyoruz diyebilirim. Böyle eserler en ihtiyaç duyduğumuz vakitlerde yakılan, etrafımızdakileri ve gitmemiz gereken yolu aydınlatan lambalardır. Bu lambaların yakıtı da hayal gücüdür. Türk okurlarım, dostlarım ve yoldaş yazarlar, bu ışığın yanmasına vesile olduğunuz için size teşekkürü borç bilirim.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kim bilebilirdi bu sözlerinin yerli bilimkurgu edebiyatına son vasiyeti olduğunu? Yeryüzü Müzesi’nin yazarları olarak, bu bilge kadını bize yüklediği misyonun omuzlarımızdaki onuru, gururu ve sorumluluğuyla uğurlamak istedik… Eh, bir yazarın en güzel vedası da sözcüklerle olurdu zaten. Hoşça kal Ursula ve bahşettiğin tüm o güzellikler için sonsuz teşekkürler…</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının tamamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b> </div>
<div style="text-align: justify;">
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/yeryuzu-muzesinin-yazarlarindan-ursula-k-le-guine-veda/" target="_blank">Yeryüzü Müzesi’nin Yazarlarından Ursula K. Le Guin’e Veda</a></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-57518790812936682362018-01-13T00:07:00.000+03:002018-01-13T00:07:23.331+03:00Bilimkurgu Kulübü Sunar: Yeryüzü Müzesi <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiu5CM6bP2XEaVqLqZgFArfgpu47kECKQc1cjcDHZgtxv6ICTGjTGTttnwrdPsji3EV9Q6bXfGwTzHDlz38V2bUnlX651YBAwlU7LD2ikIRtWwYWILBGqHYD0jesh60ePe8RS6GZZebzk/s1600/yeryuzu+muzesi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="647" data-original-width="960" height="269" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiu5CM6bP2XEaVqLqZgFArfgpu47kECKQc1cjcDHZgtxv6ICTGjTGTttnwrdPsji3EV9Q6bXfGwTzHDlz38V2bUnlX651YBAwlU7LD2ikIRtWwYWILBGqHYD0jesh60ePe8RS6GZZebzk/s400/yeryuzu+muzesi.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/" target="_blank"><b>Bilimkurgu Kulübü</b></a>, <a href="https://www.ilknokta.com/bilimkurgu-kulu%E2%80%A6/yeryuzu-muzesi.htm" style="font-weight: bold;" target="_blank">Yeryüzü Müzesi</a>'ni sunar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzakta durmayın canım öyle, yaklaşın. Güneşin altında parıldayan roketlere daha yakından bakın. Tam 18 taneler. Dilediğinizi seçebilirsiniz. Karar verdiniz mi? O halde çekinmeyin, hemen girin içine ve koltuğunuza kurulun. Kemerinizi sıkıca bağlamayı da unutayım demeyin. Öte diyarlara olan yolculuğunuz türlü macerayla dolu olacak. Roketlerimizin yakıtı saf hayal gücüdür. Gözlerinizi dört açmanızı tavsiye ederiz. Hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemezsiniz. Ve evet, tek biletle on sekiz yolculuk yapabilirsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgiOSH8EJPsrq1DnfKahTx69KDV_z-LPfBAmqW2n4fa6CUgjrkRIGoP_vcN0KrSdfgZJct4eKDpkHjdOGqPS_cy8fY9lfQW_1uj3SlwV1csBl-QXkJTDjGLPVnQFOWrpPmKgXDU20aupw/s1600/ursula-yeryuzu-muzesi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgiOSH8EJPsrq1DnfKahTx69KDV_z-LPfBAmqW2n4fa6CUgjrkRIGoP_vcN0KrSdfgZJct4eKDpkHjdOGqPS_cy8fY9lfQW_1uj3SlwV1csBl-QXkJTDjGLPVnQFOWrpPmKgXDU20aupw/s400/ursula-yeryuzu-muzesi.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.ithaki.com.tr/urun/yeryuzu-muzesi/" target="_blank"><b>İthaki Yayınları</b></a> etiketiyle 19 Ocak'ta çıkacak<b> <a href="https://www.facebook.com/yeryuzumuzesi/?fref=mentions" target="_blank">Yeryüzü Müzesi</a></b>, hayal dünyalarınızda yer edinmeye geliyor. Türün emektarlarından tutkulu gençlerine kadar 18 yazarın 18 kısa öyküsünü harmanlayan eser, bilimkurgunun ve fantastik edebiyatın kraliçesi <b>Ursula K. Le Guin</b>'den anlamlı bir tebrik ve destek mesajı da barındırıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bilimkurgu Kulübü olarak uzun süredir üzerinde çalıştığımız öykü derlemesi Yeryüzü Müzesi, İthaki Yayınları etiketi ve kalitesiyle raflardaki yerini almak üzere. Kitapta ben de bir öyküyle yer alıyorum. Bilimkurguya gönül veren herkese duyurulur. Kitabı edinmeniz, okumanız ve yorumlarınızı bize ulaştırmanız bizler için çok değerli ve önemli. Şimdiden keyifli okumalar dileriz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6XaSevG9xJMlwcndesHSWWpkJ59sBBGVOyl3F99Hbsi-DnxEJ6oruNGtQoWFYaXrEhQLUxhPJeR5u5w0ZKGleIYc_CUn1Bvt7DB14ncvcm2RIdqdZYO9I_e12GeqpmPfE0p5NNLxP4Fg/s1600/yazarlar-yeryuzu-muzesi-620x341.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="341" data-original-width="620" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6XaSevG9xJMlwcndesHSWWpkJ59sBBGVOyl3F99Hbsi-DnxEJ6oruNGtQoWFYaXrEhQLUxhPJeR5u5w0ZKGleIYc_CUn1Bvt7DB14ncvcm2RIdqdZYO9I_e12GeqpmPfE0p5NNLxP4Fg/s400/yazarlar-yeryuzu-muzesi-620x341.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Önsözünde <b>Bülent Akkoç</b>‘un da dediği gibi, birbirinden değerli 18 yazarla birlikte bambaşka dünyalara doğru heyecanlı bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Öyleyse koltuğunuza kurulun ve kemerlerinizi sıkıca bağlayın; gemi kalkıyor…<div>
<br /></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-75278722961582034242018-01-05T00:04:00.000+03:002018-01-05T00:12:47.211+03:00Yazmak Üzerine<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisXiT095ydrkVHCb6lN-RTe9fn7gWAjAbfbWOvRURyf1ylD_kYR9x4Fm0OwodaKPcR-EIAM303GQjaNJgrCPYqX9Xj80K1hEE1bGAem6hrMt1KGlMeJ7Yg8_Ahc3csXh3NBiAj3Dw_ixA/s1600/yazmak-%25C3%25BCzerine-kapak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisXiT095ydrkVHCb6lN-RTe9fn7gWAjAbfbWOvRURyf1ylD_kYR9x4Fm0OwodaKPcR-EIAM303GQjaNJgrCPYqX9Xj80K1hEE1bGAem6hrMt1KGlMeJ7Yg8_Ahc3csXh3NBiAj3Dw_ixA/s400/yazmak-%25C3%25BCzerine-kapak.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Yazmayı sevip de okumaktan hoşlanmayan biri olabileceğini düşünemiyorum. Her yazar işe önce başkasının yarattığı dünyaları keşfederek, o dünyalarda keyifle vakit geçirerek, o dünyalar tarafından ele geçirilerek başlar ne de olsa. Kalemi kâğıdı eline alıp kendi dünyalarını yaratması sonraki adımdır. İlk başlarda bu dünyalar, okuyup etkisi altında kaldığı dünyalarla benzerlik gösterebilir. Kurduğu dünyaları anlatan ses, kendi sesi değil de okuduğu yazarların sesi olabilir. Bu çok da normaldir. Korku yazıyorsanız <b>Lovecraft</b> ya da <b>Stephen King</b>, bilimkurgu yazıyorsanız <b>Asimov</b> ya da Bradbury gibi isimlerden etkilenmemeniz mümkün değildir. İnsan kendi sesini zamanla ve yaza yaza bulur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Size altın kuralı başta vermek istiyorum. Eğer yazmak istiyorsanız yapmaktan asla kaçamayacağınız iki şey vardır: Sistemli bir şekilde yazmak ve sürekli okumak. Bu iki şey sizin olmazsa olmazınız. Hem okumaya hem de yazmaya ayıracak vakit bulamıyorum diyemezsiniz. Diyebilirsiz elbette ama bunu yaparsanız yazar olmayı unutsanız iyi olur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu konuda anlaştığımıza sevindim. Peki neler okumalısınız? Yanıt: Ne bulursanız. Tarih, felsefe, spor, arkeoloji, müzik, bilim, marangozluk… Aklınıza gelen, önünüze çıkan her konuda okumalar yapın. Düşeceğiniz en büyük yanlış, yalnızca yazdığınız türde okumalar yapmak olacaktır. Bu hamburger seviyorum diye sadece hamburger yiyerek yaşamaya çalışmaya benzer. Kimse sırf hamburger yiyerek yaşayamaz elbette. Kahvaltı etmeli, sebze ve meyve tüketmeli, su içmelisiniz. Farklı okumalar yapmanız hem bilgi hem de hayal dünyalarınızı zenginleştirecektir. Bu sayede yazdıklarınızın derinliği de artacaktır. Çiçekçilik üzerine okumalar yaparsanız, yazdığınız bilimkurgu romanında yabancı bir gezegende çiçekçilik yapan bir karaktere yer verebilir, bunu da inandırıcı biçimde yapabilirsiniz.</div>
<br />
<div>
<a name='more'></a><div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCWtkLRv0mEf10VovnIiO7Ez1F4Im2sHp6K2QlUbDWzox5r-Gm9JDM8fwHYIxVxiOBxkB59SoL89ymibN0RY8p0-I3Uhra_yZznxRETyJHoqXjh0HmsrLEE5dd2G8jzsHrwhY7kEq-9xw/s1600/Isaac-Asimov.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCWtkLRv0mEf10VovnIiO7Ez1F4Im2sHp6K2QlUbDWzox5r-Gm9JDM8fwHYIxVxiOBxkB59SoL89ymibN0RY8p0-I3Uhra_yZznxRETyJHoqXjh0HmsrLEE5dd2G8jzsHrwhY7kEq-9xw/s400/Isaac-Asimov.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Isaac Asimov</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
Size Asimov’u örnek gösterebilirim. Asimov bunca kitabı yazabilmesini kütüphaneye ve kütüphane sayesinde ulaşabildiği farklı türlerdeki eserlere borçludur. Her şey babasının ona bir kütüphane kartı almasıyla başlar. Kütüphane Asimov’u tek kelimeyle büyüler. Burada Homeros’un eserlerini okuma fırsatı bulur. Yunan mitolojisi ile tanışır. <b>Shakespeare</b>’i okur. Kutsal kitabı okur. Tarih kitapları okur. Dünyanın güneşin etrafında döndüğünü, dinozorları ve buna benzer şeyleri çocuklar için yazılmış popüler bilim kitaplarından öğrenir. <b>Charles Dickens</b>’ı keşfeder. Bulduğu her kitap ona başka bir kapı açar. Eline geçen her şeyi büyük bir iştahla okur. Elbette bu okumalar yazarlık kariyeri için altın değerinde olur.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Günümüzde her şey çok daha kolaylaştı. Artık bir kütüphane kartına bile ihtiyacınız yok. Her şey bir tık ötenizde. İnternet binlerce yararlı makale ve e-kitapla dolu. Cep telefonunuzdan bile bunlara ulaşabilirsiniz. Sahafları da unutmamak gerek tabii. 3 liraya, 5 liraya kitap almanızın mümkün olduğu ve karşınıza nasıl bir hazinenin çıkacağını bilemediğiniz büyülü yerler sahaflar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Okuma kısmını hallettik. Sıra geldi yazmaya. Ne yazacaksınız? Nasıl başlayacaksınız? Yazmaya romanla başlamak çok da mantıklı değil diyebilirim. İki yüz, üç yüz sayfalık bir romana girişmek sizi zorlayacak, belki de yazmaktan soğutacaktır. İşe kısa öykülerle başlayabilirsiniz. Elbette bu kesinlikle öykü yazmanın daha kolay olduğu anlamına gelmez. İki türün de kendine göre zorlukları vardır. Öykü yazmak ustalık ister. Bir olayı az kelime kullanarak anlatmak ve bunu da etkileyici bir biçimde yapmak hiç de kolay değildir. Yine de kısa bir öyküyü bir oturuşta bitirebilirsiniz. Örneğin oturun ve başınıza gelen ya da tanık olduğunuz ilginç bir olayı kelimelere dökün. Bir sonraki sefer yazdıklarınızdan neleri çıkarabileceğinize bakın. Öykü saf olmalıdır. Onu fazla kelimelerden ve cümlelerden arındırın. Kendinize kelime sınırı koyabilirsiniz. Seçtiğiniz konuyu 700 kelimeyi aşmadan yazmaya çalışın mesela. Böyle yaparsanız gereksiz kelimeler ve cümleler kendiliğinden elenecektir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgH28ZK2RtmvgOOVTNgPF7igrxnH817M21AsJI702cviOMW5uQZRMFwoZgzW36ULBkN_0GoQFS3e2ppP2QQhHMKmcMKsHHU95gIlV1y6Zx6PVPLhn1LpjhtiOgauFwP7kyzEINauMLdDd4/s1600/bradbury.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgH28ZK2RtmvgOOVTNgPF7igrxnH817M21AsJI702cviOMW5uQZRMFwoZgzW36ULBkN_0GoQFS3e2ppP2QQhHMKmcMKsHHU95gIlV1y6Zx6PVPLhn1LpjhtiOgauFwP7kyzEINauMLdDd4/s400/bradbury.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Ray Bradbury ve Çalışma Ortamı</td></tr>
</tbody></table>
<div style="text-align: justify;">
Bildiğiniz şeyleri yazmanızda fayda var. Böylece yazdıklarınız hem bilgi yanlışı içermez hem de daha inandırıcı olur. Bunu yaparken de kendi kelimelerinizi kullanın. Günlük hayatınızda kullanmadığınız kelimeleri yazarken de kullanmayın. Sırf cafcaflı olsun diye böyle kelimeler kullanırsanız iğreti durur. Ve en önemlisi yazdığınızdan keyif alın. Siz yazarken sıkılıyorsanız, başkasının onu keyifle okumasını bekleyemezsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir başka konu da dünyaya bakmak ile ilgili. Yazar olmak istiyorsanız gözleriniz ve kulaklarınız her zaman açık olmalı. Başkalarının farkına varmadığı bir ayrıntı, bir ses, bir görüntü, bir sahne, bir insan, bir eşya sizin eser konunuz olabilir. Edebiyatımızın büyük isimlerinden <b>Orhan Kemal</b> iyi bir gözlemciydi. Birlikte yaşadığı, birlikte fabrikada ya da tarlada çalıştığı, birlikte hapis yattığı, kahvede birlikte kâğıt oynadığı insanları yazdı; büyük eserlerini iyi bildiği bu insanların ve içinden geldiği zorlukların üzerine kurdu. Bu sayede başarılı oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Siz de iyi bir gözlemci olun. Geçtiğimiz gün, Üsküdar sahilinde tekerlekli sandalyede otururken bir yandan da denizi seyreden yaşlı bir kadın gördüm. Başında genç ve muhtemelen yabancı uyruklu bir kadın duruyordu. Bakıcısı olmalıydı. Kimse onlarla ilgilenmiyordu. Ama yazar olmak istiyorsanız böyle şeyleri kaçırmamalısınız. O yaşlı kadının aklından neler geçiyordu? Belki de gençliğinde yüzdüğü sulara bakmaktaydı. Belki de o an durduğu yer, elli sene önce sevdiği genci ilk kez öptüğü yerdi. Ya bakıcısı? Buraya hangi ülkeden, ne umutlarla gelmişti? Bir ailesi, sevdiği var mıydı? Yaşlı kadınla nasıl tanışmıştı? Gördünüz mü, kimsenin farkına bile varmadığı iki insan, sizin öykü konunuz oluverdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9V04EI7BYj4eyaCqhuR86CIK3Ea2S532Ge390r66iHJDnAwLG6kHM8KfbE-Zeftobi-qMyCWYYnVeC2bqw7VedtFkw7MXAbRKHeiPwxne6Kdlb7uWeg8wb45t66wDxEIuoxMIF7A1d1c/s1600/teknoloji-ve-insan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9V04EI7BYj4eyaCqhuR86CIK3Ea2S532Ge390r66iHJDnAwLG6kHM8KfbE-Zeftobi-qMyCWYYnVeC2bqw7VedtFkw7MXAbRKHeiPwxne6Kdlb7uWeg8wb45t66wDxEIuoxMIF7A1d1c/s400/teknoloji-ve-insan.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Madem bu yazı <a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/yazmak-uzerine/" target="_blank">Bilimkurgu Kulübü</a>’nde yer alacak, o zaman bilimkurgu yazarlığıyla ilgili de birkaç şey söylemekte fayda var. Bilimkurgu yazarı olmak istiyorsanız içinde yaşadığınız toplumu sağlıklı bir biçimde gözlemlemelisiniz. Teknolojik ve toplumsal değişimleri dikkatle takip etmelisiniz. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yıl bana <b>TBD</b> öykü yarışmasında birincilik getiren<a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kisa-oyku/extube-kadri-kerem-karanfil-kisa-oyku/"> Extube</a> adlı öyküm, hızla gelişen iletişim teknolojileri ve buna ayak uydurmakta zorlanan toplumsal yapı hakkındaydı örneğin. Bu öyküyü, sosyal medyanın ölümü bile nasıl trajikomik bir hale getirebileceğini gözler önüne seren bir haberden esinlenerek yazmıştım. Bir bilimkurgu yazarı olmak istiyorsanız toplum sizin esin kaynağınız olmalı. Teknolojiyi takip edin. Toplumu takip edin. Değişimleri ve değişimlere ayak uyduranlarla uyduramayanları takip edin. Değişimleri takip etmek için tarih bilginizi geliştirin. İçinde yaşadığımız bilişim toplumunu anlamak istiyorsak, sanayi toplumundan, tarım toplumundan ya da avcılık ve toplayıcılıkla yaşayan insanlardan bile haberdar olmalıyız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Son birkaç şey: Meraklı olun. Öğrenmeye aç olun. Hayalperest olun. Hep çocuk kalın. Kendinize inanın. Size yazamayacağınızı söyleyenler mutlaka olacaktır. Yaptığınız işin saçma olduğunu düşünenler de olacaktır. Hatta size gülenler bile olacaktır. Ben hepsiyle karşılaştım. Hiçbirine aldırmadım. Siz de aldırmayın. Yazın ve okuyun, yazın ve okuyun, yazın ve okuyun… Durmayın ve pes etmeyin. Hayranı olduğunuz büyük yazarların, belki de sizin asla yaşamayacağınız zorluklardan geçerek o büyük yazarlara dönüştüklerini asla unutmayın.</div>
</div>
</div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-27844491279798056732018-01-04T23:47:00.003+03:002018-09-02T23:45:52.087+03:00Philip K. Dick: Gerçeklikle Sorunu Olan Adam<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGWd07Zh7n1kULfSbiVht5LkOqFqaXeqMwBlgQ9qZ-F2vs6DjEFAJCUmG8S_4motK1EP13IePU7edqIEzneZANFmbIc-jayxMhwAAjC-lIZQ9f-I3Ux4jd1jRpW7XvRh_yzMNWEDQvK80/s1600/Philip-K.-Dick.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGWd07Zh7n1kULfSbiVht5LkOqFqaXeqMwBlgQ9qZ-F2vs6DjEFAJCUmG8S_4motK1EP13IePU7edqIEzneZANFmbIc-jayxMhwAAjC-lIZQ9f-I3Ux4jd1jRpW7XvRh_yzMNWEDQvK80/s400/Philip-K.-Dick.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div>
<div style="text-align: justify;">
Büyük Buhran’ın eşiğinde, 16 Aralık 1928’de, Amerikalı sıradan bir çift olan Dorothy Kindred Dick ve Joseph Edgar Dick ikiz çocuk sahibi olur. Tarım Bakanlığı’nda çalışan karı koca ikizlerden kız olanın adını Jane, erkek olanın adını ise Philip koyar. Ne yazık ki Jane, henüz altı haftalıkken hayata daha fazla tutunmayı başaramaz. Bu talihsiz olay, Philip’in yalnız bir ortamda büyümesine neden olur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Küçük Philip’in ikiz kardeşinin başına geleni öğrenmesi onu derinden etkiler. Hem kendini hem de annesini suçlayan Dick sadece bir kardeş değil, aynı zamanda diğer yarısını da yitirdiğini düşünmeye başlar. Bu boşluğu, içinde kardeşinin de olduğu sahte anılar yaratarak doldurmaya çalışır. <b>Philip K. Dick</b> bu “sahte anı” fikrini özellikle sinema filmine dönüştükten sonra iyice ünlenecek eserlerinde kullanacaktır. Bir kıyamet sonrası romanı olan <b>Do Androids Dream of Electric Sheep?</b> (Android’ler Elektrikli Koyun Düşler mi? – 6:45 Yayınları / Bıçak Sırtı – Kavram Yayınları) adlı romanında, sahip olduğumuz anılar üzerinden, Gerçek nedir? ve Bizi biz yapan şey gerçekte nedir? gibi sorulara cevap arar. İlk olarak <b>The Magazine of Fantasy & Science Fiction </b>dergisinin 1966 Nisan sayısında yer alan <b>We Can Remember It for You Wholesale</b> (Sizin İçin Topyekün Hatırlayabiliriz) adlı öyküsüyse sahte anıların satın alınabildiği bir gelecekte geçmektedir.</div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: </b></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/yazarlar/philip-k-dick-gerceklikle-sorunu-olan-adam/" target="_blank"><span style="color: red;">Philip K. Dick: Gerçeklikle Sorunu Olan Adam</span></a></b></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-86257691473772488452018-01-04T23:32:00.001+03:002018-01-05T00:06:18.720+03:00Hayal Gücü Diyarının Taçsız Kralı: Stephen King<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXRkT7E_p3okFS0WQfyK9Qc2FspvLOiSXA1uHk8H-Di4Ll-2OA4AUsYWIknkIaq8bqFZN9lnaEHLpGTKNk_mGevE9MZim6mQZgls1vtjooggWBZ2yeuPQMrJVw3AMm9ymjAmv8DWNPvrI/s1600/stephen-king...jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="350" data-original-width="620" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXRkT7E_p3okFS0WQfyK9Qc2FspvLOiSXA1uHk8H-Di4Ll-2OA4AUsYWIknkIaq8bqFZN9lnaEHLpGTKNk_mGevE9MZim6mQZgls1vtjooggWBZ2yeuPQMrJVw3AMm9ymjAmv8DWNPvrI/s400/stephen-king...jpg" width="400" /></a></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
Korku ve gerilim edebiyatı denince akla gelen ilk isimlerden biri olan <b>Stephen King</b>, çağımızın en popüler yazarları arasında yer alıyor. Kitapları onlarca dile çevrilen Amerikalı yazar, ülkemizde de büyük bir hayran kitlesine sahip. Onun bu denli tanınmasını sağlayan yalnızca kitapları değil elbette. King sinema ve dizi sektörünü de çokça besleyen bir isim. Neredeyse yazdığı her öykü ve roman beyaz perdeye uyarlanıyor ya da dizi oluyor. Öyle ki bu durumun bir esprisi bile mevcut: Stephen King alışveriş listesi yapsa filme çekilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sinema, dizi ve edebiyat sektörü için Kaşıkçı Elması kadar değerli bu denli üretken bir yazarın, sayısız ödüle layık görülmesi şaşırtıcı olmasa gerek. King 2003’te ülke edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Amerikan Ulusal Kitap Vakfı tarafından ödüllendirilir. 2007’de Kanadalı Kitapçılar Derneği’nin verdiği <b>Ömür Boyu Başarı Ödülü</b>’ne layık görülür. Yine aynı sene Amerikalı Gerilim Yazarları ona <b>Büyük Usta</b> unvanını verir. 2015’te Amerikan Hükümeti’nin <b>Ulusal Onur Madalyası</b>’yla onurlandırılır. Roman ve öyküleri ile kazandığı ödüller ise saymakla bitmeyecek kadar çoktur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ne ilginçtir ki doğum günlerinde ve yılbaşlarında bile dur durak bilmeden yazan ve bunca başarıya imza atan King, yine de eleştirmenlerin sivri dilinden kurtulamaz. Meyve veren ağaç taşlanır misali acımasızca eleştirilir. <b>Amerikan Ulusal Kitap Vakfı</b> tarafından ödüllendirilmesinin ardından ünlü bir edebiyat eleştirmeni, onu ucuz bir yazar olarak tanımlamanın bile iyimserlik olacağını söyler.</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının Devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: </b></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/yazarlar/hayal-gucu-diyarinin-tacsiz-krali-stephen-king/" target="_blank"><b><span style="color: #6fa8dc;">Hayal Gücü Diyarının Taçsız Kralı: Stephen King</span></b></a></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-74228818216955341322017-02-25T22:35:00.000+03:002017-02-25T23:16:56.955+03:00SFX Şubat Sayısı Raflarda!<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-zUzKGrWnIuLgZ_y7b5fjbpL-2g_Y50e19Gb2vCLQuAxiVu6HCAKneiITvluM3yNeapJb_5FTeIOSkxN_0V6IlQxSaYDIdkB2Z4gUjxi5eYmGLh5_TLfjEzQueTxDj2nZljlwFsmT3zw/s1600/sfx+%25C5%259Fubat+kapak.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-zUzKGrWnIuLgZ_y7b5fjbpL-2g_Y50e19Gb2vCLQuAxiVu6HCAKneiITvluM3yNeapJb_5FTeIOSkxN_0V6IlQxSaYDIdkB2Z4gUjxi5eYmGLh5_TLfjEzQueTxDj2nZljlwFsmT3zw/s400/sfx+%25C5%259Fubat+kapak.jpg" width="300" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Kasım 2016'da Türkiye'deki okurlara merhaba diyen İngiltere kökenli bilimkurgu dergisi <b>SFX</b>, yine dopdolu bir içerikle raflarda. Sayfalarında fantezi ve korkuya da yer veren SFX'in Şubat sayısında ben de <b>Stephen King: Hayal Gücü Diyarının Taçsız Kralı </b>başlıklı yazımla yer aldım. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dergi filmlerin, dizilerin, kitapların, oyunların, çizgi romanların yaratım süreçlerinden güncel konulara, özel dosyalardan geçmişteki yapımların arka planlarına kadar bilinmeyen ve arşiv niteliğindeki nostaljik detayları da okuyucularıyla buluşturuyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="text-align: justify;">Dergiyi Carrefour, Migros, gazete bayileri ve büyük kitapçılarda bulabilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için derginin</span><a href="http://sfxturkiye.com/" style="text-align: justify;"> internet</a><span style="text-align: justify;"> sitesini ziyaret edebilirsiniz. </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="text-align: justify;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYcXuqiXLua7wJLdp4OHuNJRnXcHSsmpizHohjOiMDsO9KaAmGeLJcvI-AGRYrZcuHyDSDMreFmCut9loSRVmMeOM0_5aKbsZa1P6Rp5VwxYNT7oQImZsunaIlzrbWddElTE2JHd9_xYQ/s1600/sfx+%25C5%259Fubat+king.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjYcXuqiXLua7wJLdp4OHuNJRnXcHSsmpizHohjOiMDsO9KaAmGeLJcvI-AGRYrZcuHyDSDMreFmCut9loSRVmMeOM0_5aKbsZa1P6Rp5VwxYNT7oQImZsunaIlzrbWddElTE2JHd9_xYQ/s400/sfx+%25C5%259Fubat+king.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="text-align: justify;">Üstelik SFX’in Şubat sayısı, Legion ve The Walking Dead posteri hediyeli.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAhVhbhBMTCenEqQTnm3oXPBKoLt5QeZc6pje0rLSZaONHq21o_O8wtw6odWCjWd8hyphenhyphenPwEWZ79VBJIyu9JbRpp0UEpqyZERSbNk6yj-MZEDjo79rjnKYOPnucLoXjc2pLJqR3IboPyfKA/s1600/sfx+%25C5%259Fubat+2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" height="220" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAhVhbhBMTCenEqQTnm3oXPBKoLt5QeZc6pje0rLSZaONHq21o_O8wtw6odWCjWd8hyphenhyphenPwEWZ79VBJIyu9JbRpp0UEpqyZERSbNk6yj-MZEDjo79rjnKYOPnucLoXjc2pLJqR3IboPyfKA/s400/sfx+%25C5%259Fubat+2.jpg" width="400" /></a></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-91638196579919449372017-01-07T18:46:00.000+03:002018-01-04T23:29:27.120+03:00David Cronenborg ve Bilimkurgu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieeJEosoajtmOn4JhfsMM140-cc7lAwcpgZU10hUi-ydy-lMV4h2gDzYkdpnWQe0erhZy2_CKRdfclWH0qHbX9eHH1-gedoMf0dgJdsqGI7jEm8IQAkyXYJGU1jR9G32qne79SBWl95GI/s1600/davidcronenbergdesign.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieeJEosoajtmOn4JhfsMM140-cc7lAwcpgZU10hUi-ydy-lMV4h2gDzYkdpnWQe0erhZy2_CKRdfclWH0qHbX9eHH1-gedoMf0dgJdsqGI7jEm8IQAkyXYJGU1jR9G32qne79SBWl95GI/s400/davidcronenbergdesign.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Cronenberg</b> kalıpların dışında dolaşmayı seven, sınır tanımayan bir yönetmen olarak ün yapmıştır. Bir Ucubeler Sirki yöneticidir adeta. Tuhaflık ve alışılmışın dışında olmak onun göbek adıdır. Rahatsız edici sahnelerle dolu filmleri her sinemaseverin izleyebileceği türde değildir. Ancak Kanadalı yönetmeni; tek amacı kan, cinsellik ve şiddet görüntüleri ile izleyiciyi şoke etmek ve korkutmak olan yönetmenlerden ayrı tutmak gerekir. Cronenberg her şeyden önce bir sanatçıdır. Bir derdi vardır ve sinemayı da bu derdi karşı tarafa aktarma yolu olarak kullanır. Filmlerinde kullandığı her tür çarpıklık ve sapkınlık, aslında insana ve topluma tutulan bir aynadır. Cronenberg metaforlar kullanarak bizi bize anlatma çabası içerisindedir. Bu yüzdendir ki eserlerindeki asıl hazine, üzerlerindeki yaldız kazındığında ortaya çıkar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kanın Baronu ya da Cinsel Korkunun Kralı olarak da tanınan Kanadalı yönetmen, gazeteci bir baba ve piyanist bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Küçük yaşta yazıp yayımlattığı ürkünç öykülerle, parasını kalemini kullanarak kazanan babasının izinden gitme hevesinde olduğunu gösterir. Toronto Üniversitesi Fen Bilimleri bölümünden ayrılıp, aynı üniversitenin edebiyat bölümüne geçmesi de belli ki bu yüzdendir.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Cronenberg 1966’da, karla kaplı çam ormanları ile çevrili ıssız bir yerde yalnız başına yaşayan bir psikiyatrist ile onu saplantılı şekilde takip eden eski hastası arasındaki ilişkiyi konu edinen <b>Transfer</b> adlı bir kısa filme imza atar. Bu filmi <b>From the Drain</b> (1967), <b>Stereo</b> (1969) ve <b>Crimes of the Future </b>(1970) izler. Daha sonra televizyona işler yapmaya başlayan Cronenberg, 1975’te ilk uzun metrajlı filmi <b>Shivers</b>’ı (Ürperti) çeker.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: <a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/david-cronenborg-bilimkurgu/" target="_blank"><span style="color: #0b5394;">David Cronenborg ve Bilimkurgu</span></a></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-35443080588526699252016-12-30T17:55:00.000+03:002016-12-30T18:01:06.892+03:00Lovecraft'ın Sineması<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjNbyRbB80VobTNKmOw7cavvS8QVxLNM8VQsSadhqeRYWBteeFN1OXtJ9qx0-Nvrr4n0JIJ_ALjHKnkuVPcEibbvR_PbTh8qrjWtcgZAOg3TbMuqH23-Ik1k1-iN26gKbrKhLLWtQZNOU/s1600/lovecraf...jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjNbyRbB80VobTNKmOw7cavvS8QVxLNM8VQsSadhqeRYWBteeFN1OXtJ9qx0-Nvrr4n0JIJ_ALjHKnkuVPcEibbvR_PbTh8qrjWtcgZAOg3TbMuqH23-Ik1k1-iN26gKbrKhLLWtQZNOU/s400/lovecraf...jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Çocukluğum
film izlemekle geçti desem abartmış olmam. Bir üst sokağımızda, şu an yerinde
yeller esen bir video kaset kiralama dükkânı vardı. Zaten sık sık hasta olan
-boğazım davul gibi şişer ve ateşim kırk dereceye çıkıverirdi- bir çocuk olarak
her gün bir iki film kiralar, ya kendi evimizde ya da video kasetçinin az
ilerisinde oturan anneannemlerde izlerdim. Özellikle de korku filmlerine
bayılırdım. Kulaklarım korkudan pancar gibi kızarsa da hiçbirini yarıda
bırakmaz, her birini sonuna kadar izlerdim. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">O
zamanlar, büyülenerek izlediğim filmler hakkında yazılar kaleme alacağımdan ve
bunları sanal bir ortamda paylaşacağımdan habersizdim tabii. Tıpkı <b>The Curse</b>’ün (Lanet / 1987)<b> Lovecraft</b>’ın <b>The Colour out of Space</b> (Uzaydan Düşen Renk) adlı öyküsünden
uyarlandığından habersiz olduğum gibi. </span><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">The
Curse’ün başrolünde, </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Stephen King</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’in
</span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">The Body</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> (Ceset) adlı eserinden
uyarlanan </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Stand by Me</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’den
hatırlayacağınız </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Wil Wheaton</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> yer
alıyor. Yönetmen koltuğunda </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">David Keith</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’in
oturduğu 1987 tarihli filmin konusu şöyle:</span><br />
<br />
<a name='more'></a></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Nathan Hayes</span></b><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">
(Claude Akins) dinine sıkı sıkıya bağlı bir çiftlik sahibidir. Kasvetli bir
gecede çiftliğinin yakınlarına düşen meteor hem onun hem de ailesinin hayatını
sonsuza dek değiştirecektir. Kötülük, dehşetli yüzünü göstermekte gecikmez. Uzaydan
gelen lanetli kaya, yaşamın olmazsa olmaz kaynağını, suyu zehirler. Hayvanlar
çıldırır, sebze meyveler kurtlanır ve kahramanımız<b> Zack</b> (Will Wheaton) film boyunca hem fiziki hem de ruhsal bir
değişim geçiren aile fertleri ile mücadele etmek zorunda kalır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCLHDUNsnx1IqTwWbLCE5nihf81Wr99kkL27OtwHahYwq0XXFm2dmLeMJtZoZZtSHJXC-rta5zEP-wDRcckG80aQRc1tD3G6QS-HKfQW3eUwV79p2PZvt05tZ0DOBtmd9ITBJJYdBk9x4/s1600/Curse.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCLHDUNsnx1IqTwWbLCE5nihf81Wr99kkL27OtwHahYwq0XXFm2dmLeMJtZoZZtSHJXC-rta5zEP-wDRcckG80aQRc1tD3G6QS-HKfQW3eUwV79p2PZvt05tZ0DOBtmd9ITBJJYdBk9x4/s400/Curse.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">The Curse (Lanet / 1987)</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">The
Curse, tıpkı </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Exorcist</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> (Şeytan) gibi
din ve bilim çatışması üzerine kuruludur. Tüm bu felaketlerin Tanrı’nın gazabı
olduğunu düşünen Nathan, bir sahnede yatağa bağlı Frances’in başında İncil okurken
görülür. Nathan’a göre Tanrı, Frances’in günahları yüzünden hepsini
cezalandırmaktadır. Çünkü Frances en büyük günahlardan birini işlemiş, zina
etmiştir. Meteor tam da onun bu günahı işlediği gece düşmüştür. Diğer bir
yandan </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Doktor Forbes</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> (Cooper
Huckabee) çiftlikteki kuyudan aldığı numuneyi incelenmesi için bir laboratuvara
götürür. Ona göre neden doğaüstü değildir. Felakete Tanrı değil, suya karışan
zehirli bir madde neden olmuştur.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">The
Curse, sizin de tahmin edeceğiniz gibi <b>H.P.
Lovecraft</b>’ın tekinsiz öykülerinden uyarlanan ne ilk ne de son film. Lovecraft
bir dehşet madeni olunca eserlerinden uyarlanan filmler de uzunca bir liste
oluşturuyor haliyle. Kimisi başarılı olmaya yaklaşıyor, kimisi ise uyarlandığı öykünün
yanına bile yaklaşamıyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Charles Dexter Ward Vakası</span></b><span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">
adlı öyküden uyarlanan ve <b>Roger Corman</b>’ın
yönettiği 1963 yapımı <b>The Haunted Palace</b>’ta
usta oyuncu <b>Vincent Price</b>, <b>Charles Dexter Ward</b> ve <b>Joseph Curwen</b> olarak çıkıyor karşımıza.
Bir başka <b>The Colour out of Space</b>
uyarlaması olan <b>Die, Monster, Die!</b>’da
(1965) Frankenstein’ın canavarı denince akla gelen ilk isim olan <b>Boris Karloff</b>, <b>Nahum Witley</b>’e ruh veren aktör oluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVuESwMERoOXIcHilgrLvzBPBdSRQJ1RrocC2PHOfkI0XsGwfbmwzOx0B4oH-tpm14dD9QY1ihCgZROCg7rwVDLK61MCS_Hrzix7-7lJQ_kePh3nXK_k4cIqz8v8WwtjVQhF4D6dqJlGg/s1600/re-animator-poster.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVuESwMERoOXIcHilgrLvzBPBdSRQJ1RrocC2PHOfkI0XsGwfbmwzOx0B4oH-tpm14dD9QY1ihCgZROCg7rwVDLK61MCS_Hrzix7-7lJQ_kePh3nXK_k4cIqz8v8WwtjVQhF4D6dqJlGg/s400/re-animator-poster.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Re-Animator (1985)</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">1985
senesinde </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Jeffrey Combs</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">, </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Stuart Gordon</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’ın yönettiği </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Re-Animator</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’de ölümü yenmeyi takıntı
haline getirmiş </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Doktor Herbert West</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;">’e
dönüşüyor. Film, korku severlerin ilgisini çekmiş olacak ki Jeffrey Combs, </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Bride of Re-Animator</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> (1990) ve </span><b style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 12pt;">Beyond Re-Animator</b><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12pt;"> (2003) filmlerinde
de çılgın doktoru canlandırmayı sürdürüyor ve ölüleri ayağa kaldırmaya devam
ediyor.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Stuart
Gordon, Lovecraft filmleri denince belki de akla gelen ilk yönetmen oluyor.
Gordon <b>Re-Animator</b>’ü yönettikten bir
yıl sonra, bu kez <b>From Beyond</b>’un (Ötelerden
/ 1986) yönetmen koltuğuna oturuyor. Jeffrey Combs bir kez daha çılgın bir
bilim adamı olup çıkıveriyor ve sonsuza dek kilitli kalması gereken kapıları
açıp başını derde sokuyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Gordon
1995’te yine Jeffrey Combs ile çalıştığı <b>Castle
Freak</b>’i çekiyor. Bu filmi 2001’de <b>Dagon</b>
izliyor. Birer saatlik korku filmlerinden oluşan <b>Masters of Horror</b> için usta yönetmenler kolları sıvadığında Gordon yine
Lovecraft’tan besleniyor ve <b>Dreams in
the Witch-House</b> ile korkunun efendisine bir kez daha saygılarını sunuyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVZEXkZQEKaG2j3eBq9Ibitw_vKRLuY48bg1tjopXu391hYNf6LRwAEyi-cNnGdHFR8e-zqx5WXYhlmX6gjON3sHdDjUfamDmtf6JLAbHAsv75lIVaZALPrbEQxVMBeJTRT2FmwzTAtP4/s1600/in+the+mouth+of+madness.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhVZEXkZQEKaG2j3eBq9Ibitw_vKRLuY48bg1tjopXu391hYNf6LRwAEyi-cNnGdHFR8e-zqx5WXYhlmX6gjON3sHdDjUfamDmtf6JLAbHAsv75lIVaZALPrbEQxVMBeJTRT2FmwzTAtP4/s400/in+the+mouth+of+madness.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">In the Mouth of Madness (1994)</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Korku
sinemasına acımasız bir seri katili, Michael Myers’ı kazandıran efsanevi yönetmen
<b>John Carpenter</b>, 1994’te Lovecraftian
bir film olan <b>In the Mouth of Madness</b>’ı
(Çılgınlığın Ötesinde / 1994) çekiyor. Film, asla yerinde olmak istemeyeceğimiz
sigorta müfettişi <b>John Trent</b>’in (Sam
Neill) <b>Sutter Cane</b> (Jürgen Prochnow)
adında bir korku yazarını bulma çabasını konu ediniyor. John Trent, Cane’i
aramaya başlıyor başlamasına ama onu bulayım derken bu sefer de kendini kaybediyor
ve hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı kâbus gibi bir dünyaya
yuvarlanıveriyor. Şanssız sigorta müfettişimiz, film boyunca bu tüyler ürpertici
dünyadan kurtulmaya çabalıyor. Elbette bir yandan da akıl sağlığını korumaya uğraşıyor.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: justify;">
<span style="font-family: "times new roman" , "serif"; font-size: 12.0pt; line-height: 150%;">Ve
buraya kadar. <a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>Size yolun sonuna kadar eşlik edemeyeceğim
için üzgünüm. Ortada bir dolu film var. Tüm bu filmleri bir yazıda ele almak
mümkün değil. Tek dileğim, yazımın yolun başlangıcını aydınlatmış olması.
Gerisi size kalmış. Yolculuğun geri kalanında yalnızsınız. Size son bir uyarı: Adımlarınıza
dikkat edin. İşin içinde Lovecraft gibi bir dehşet ustası varken tedbiri elden
bırakmaya gelmez.<o:p></o:p></span></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-64615804388408035532016-12-28T11:41:00.000+03:002016-12-28T12:08:05.507+03:00Scarlett Johansson ve Bilimkurgu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxFd1nASJPrkBneycPW3rEu5oYqgPE8ys2Fy0Owf0EBqoLFv018WBi0rJDPjGp7VMCy_DwsOkPz9VzkVhLjbhXjrYFzCZurKxSBW-WhznjSIgPxHgqDOhkwv1vXny7vjiQGTmhyphenhyphenJ8jXvw/s1600/scarlett-ve-bk-kapak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxFd1nASJPrkBneycPW3rEu5oYqgPE8ys2Fy0Owf0EBqoLFv018WBi0rJDPjGp7VMCy_DwsOkPz9VzkVhLjbhXjrYFzCZurKxSBW-WhznjSIgPxHgqDOhkwv1vXny7vjiQGTmhyphenhyphenJ8jXvw/s400/scarlett-ve-bk-kapak.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Danimarka asıllı Amerikalı oyuncu <b>Scarlett Johansson</b>, henüz on yaşındayken kameranın karşısına geçer ve Rob Reiner’ın yönettiği, macera-komedi-drama karışımı <b>North </b>(1994) adlı filmde Laura Nelson olarak seyircilerin karşısına çıkar. Dört yıl sonra, <b>The Horse Whisperer</b> (Atlara Fısıldayan Adam / 1998) filmindeki rolü ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran güzel oyuncu, parlak bir kariyere sahip olacağının sinyallerini vermeye başlar. 2003’te yer aldığı <b>Girl with a Pearl Earring</b> (İnce Küpeli Kız) ve<b> Lost in Translation</b> (Bir konuşabilse…) filmlerindeki rolleriyle önemli ödüllere aday gösterilir ve bunlardan bazılarını alır da.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Günümüzün en güzel kadınları arasında gösterilen ve büyük bir hayran kitlesine sahip olan Scarlett Johansson’un bilimkurgu sinemasına adım attığı filmin <b>The Island</b> (Ada /2005) olduğunu söyleyebiliriz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi gelin, <b>Michael Bay</b>’in hem yönetmenliğini, hem de <b>Steven Spielberg</b> ile birlikte yapımcılığını üstlendiği The Island ile başlayıp başarılı oyuncunun yer aldığı bilimkurgu filmlerine şöyle bir göz atalım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: <a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/scarlett-johansson-bilimkurgu/"><span style="color: blue;">Scarlett Johansson ve Bilimkurgu</span></a></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-33195853973460464862016-12-25T03:39:00.000+03:002016-12-25T05:07:55.705+03:00TBD 18. Bilimkurgu Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü Kazanan Öyküm: Extube<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjR81ZT21F1KEk7RO_hOGVgcXTh44wxeLp-CKwFNQpTS2RXddHJawASLmc0tUI5syGZD6MZtZmFh-2C4qp4bnYMba51DrWF9sAhBZjRtrlvQ5ajMYDO27-RV0jPgHO_ASNjiNV9cxid7Oo/s1600/ExTube-Kadri-Kerem-Karanfil.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjR81ZT21F1KEk7RO_hOGVgcXTh44wxeLp-CKwFNQpTS2RXddHJawASLmc0tUI5syGZD6MZtZmFh-2C4qp4bnYMba51DrWF9sAhBZjRtrlvQ5ajMYDO27-RV0jPgHO_ASNjiNV9cxid7Oo/s400/ExTube-Kadri-Kerem-Karanfil.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Annem beni aradığında, kızıl saçlı hemşire hasta yatağımın az ötesinde sütyeninin kopçasını açmakla meşguldü. Turkuvaz mavisi teni pencereden içeriye dolan yabancı bir güneşin ışığı altında parıldamaktaydı. Uzayın derinliklerinde kozmik barışı korumak adına savaşırken yaralanan ve son güncellenen evren haritasında bile yer almayan bu güneş sisteminin hayatla kutsanmış tek gezegeninde tedavi altına alınan cesur savaşçı için -ki bu ben oluyordum- yapmayacağı şey yok gibiydi. Görünüşe göre üzerindekileri çıkarmak da buna dâhildi. Tabii çıplak vücudunu sergilemesinin yaralarımın iyileşmesine ne gibi bir fayda sağlayacağını bilemiyordum. Elbette yapımcı firma gibi kullanıcıların da buna kafa yorduğu yoktu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ben de bu kullanıcılardan biriydim. Senaryodaki tutarsızlıkların canı cehenneme. Şu anda bu dünya dışı yaşam formunu çıplak görmekten başka bir şey düşünemiyordum. Annem de tam arayacak zamanı bulmuştu doğrusu. Bravo anne! En iyisi lensfona cevap vermemekti. Annem birkaç kez çaldırıp kapardı. Oysa kulağım titredikçe titriyor, annem vazgeçeceğe benzemiyordu. Sci-Fi Strip Club uygulamasını sonlandırıp aramayı cevaplasam iyi olacaktı. İyi olacaktı ama uygulama kapanmıyordu ki. Anlaşılan lensim yine takılmıştı. Son zamanlarda bir uygulama açıkken arama gelirse sıklıkla bu sorun oluşuyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hemşire sütyenini kafasının üzerinde çevirdikten sonra bana doğru fırlattı. Önce kadının dört dolgun memesine, sonra da cevap vermemi bekleyen annemin yüzüne baktım. Onun bu sahneyi görmesi olanaksızdı tabii. Yine de kendimi yakalanmış gibi hissediyordum. Yüzüm ateş gibi yanmaya başlamıştı. Sanki pencereden sızan güneş gerçekten yüzümü ısıtıyordu. Şu uygulamadan çıkmayı bir başarabilsem…<br />
<br />
<b>Öykünün Devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: </b><b style="color: #38761d;"><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kisa-oyku/extube-kadri-kerem-karanfil-kisa-oyku/" style="color: #38761d;"><span style="color: #38761d;">ExTube </span></a></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-29103214736430993892016-11-29T13:19:00.000+03:002017-01-01T09:16:54.829+03:00TBD 18. Bilimkurgu Öykü Yarışması Sonuçlandı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw5Li-udUmP1m9j9Hn1Z34fbho3tl7nn-zM81zko_BQfpDXgBvVWFkbX7YA6ubIp7sF_2wJEM2VLu6b1NHQEBH_Wi5S9payCiKI_nJvdgvibv05roJMzUsUdZWWT-4APvo2M5Xs49Fk4w/s1600/tbd+2016.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="323" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw5Li-udUmP1m9j9Hn1Z34fbho3tl7nn-zM81zko_BQfpDXgBvVWFkbX7YA6ubIp7sF_2wJEM2VLu6b1NHQEBH_Wi5S9payCiKI_nJvdgvibv05roJMzUsUdZWWT-4APvo2M5Xs49Fk4w/s400/tbd+2016.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>TBD 2016 Bilimkurgu Öykü Yarışması</b>'nda, <b>ExTube</b> adlı öykümle <b>birinciliğe</b> layık görüldüm. Bu yarışmayı kazanmamda büyük payı olan <b>Bilimkurgu Kulübü</b>'ne ne kadar teşekkür etsem azdır. Yüreğime bilimkurgu sevgisi ektiler. Ve o tohumları birlikte büyüttük. Çıktığımız yolculukta onlardan çok şey öğrendim. Bu sürede bir dolu güzel insan tanıdım. Bilimkurgu Kulübü'nün kurucusu, hayal gücü diyarında birlikte maceraya atıldığımız güzel insan <b>İsmail Yamanol</b>'un da ikinciliğe layık görülmesi beni ayrıca mutlu etti. Sonuna kadar hak ettiği bir ödüldü. Türkiye Bilişim Derneği'ne ve bizi bu ödüllere layık gören değerli jüri üyelerine sonsuz teşekkürler. Ayrıca yarışmada üçüncü olan ve mansiyon kazanan arkadaşlarımızı da gönülden kutlarım. Hayal güçleri parlaklığını yitirmesin<span style="background-color: white; color: #1d2129; font-family: "helvetica" , "arial" , sans-serif; font-size: 14px; white-space: pre-wrap;">.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>TBD'nin sitesinde, yarışma haberine şu şekilde yer verildi: </b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>TBD 18. BİLİMKURGU ÖYKÜ YARIŞMASI SONUÇLANDI<br /><br />BİR AİLE ÖLÜMÜ SOSYAL MEDYAYA TAŞIRSA!</b><br />
<b><br /></b>
<b>İRONİK ANLATIMIYLA “EXTUBE” BİRİNCİ OLDU</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından 1998’den bu yana geleneksel olarak düzenlenen <b>TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması</b> sonuçlandı. Bu yıl 18’incisi gerçekleştirilen yarışmada birinciliği <b>Kadri Kerem Karanfil</b>’in yazdığı <b>ExTube</b> adlı öykü kazandı. Bir ailede gerçekleşen ölüm anının sosyal medyada paylaşılmasının ardından yaşanan olayları konu edinen öykü, iletişim teknolojilerindeki gelişmeye rağmen toplumsal yaşamda değişmeyen durumları ironiyle işliyor.<br />
<br />
<a name='more'></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Türk edebiyatındaki bilim kurgu yapıtlarının sayısını arttırmak amacıyla <b>Bilimkurgu Öykü Yarışması</b> başlatan TBD, bu yıl <b>Haydi Düş Başına</b> diyerek öykü yazarlarını düşleri, düşünceleri, simgeleri bilimkurgu türünde öyküleştirerek, farklı zaman, mekân ve olgu dünyasına taşımaya davet etti. TBD, 18’inci Bilimkurgu Öykü Yarışması’na bu yıl<b> 206 öykü</b> katılırken, ön elemeyi geçerek finale kalan 13 öykü, <b>Atıf Ünaldı, Barış Emre Alkım, Bülent Akkoç, Kadir Yiğit Us, Koray Özer, Murat Başekim, Özgür Tacer, Seda Uyanık, Sedef Özkan</b> ve <b>Ümit Dağcı</b>’dan oluşan jüri tarafından değerlendirildi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
Gerçek yaşamı bilimkurgu masasında buluşturmayı hedefleyen yarışmada jürinin titiz değerlendirmesi sonunda <b>Kadri Kerem Karanfil</b>’in <b>ExTube</b> adlı öyküsü birinci seçilirken, <b>İsmail Yamanol</b>’un <b>İlk Görev</b> adlı öyküsü ikinci, <b>İsmail Yiğit</b>’in <b>İhlal</b> adlı öyküsü ise üçüncü oldu. <b>Furkan Malkoç</b>’un <b>Makyaj</b> adlı öyküsü ise mansiyon ödülüne layık görüldü.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgR_MNWL5zmrTr5I6UqLBgXXC5Vlcyz6w_5krjdd0uNuhf2LT_QkSGqA9cEsJwOiVRy1dnkAnacWcC565Z6l924DpA3fNA4H8xXJsZOumzuTlCeNBXCXieplMyy4W2edOd7euY9mMtCJA/s1600/tbd_18_bilimkurgu_oyku_yarismasi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="230" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgR_MNWL5zmrTr5I6UqLBgXXC5Vlcyz6w_5krjdd0uNuhf2LT_QkSGqA9cEsJwOiVRy1dnkAnacWcC565Z6l924DpA3fNA4H8xXJsZOumzuTlCeNBXCXieplMyy4W2edOd7euY9mMtCJA/s400/tbd_18_bilimkurgu_oyku_yarismasi.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<b>İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ HIZLA GELİŞİYOR AMA BAZI ŞEYLER HİÇ DEĞİŞMİYOR</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><br /></b>
<br />
<div style="text-align: justify;">
TBD 18’inci Bilimkurgu Öykü Yarışması’nda dereceye giren ilk üç öykünün, iletişim teknoloji hızla gelişirken toplumsal yapının buna ayak uyduramamasının işlenmesi dikkat çekti.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Öykülerde bu çelişkili durum sınırsız hayal gücü ve ironik bir dille edebiyatta taşındı. Yarışmanın birincisi <b>Kadri Kerem Karanfil</b>’in kaleme aldığı <b>ExTube</b> adlı öyküde, kalabalık bir ailenin yaşlı ferdinin ölüm anını, sosyal medyada paylaşılmasının ardından yaşanan trajikomik olayları anlatırken, Türk aile yapısının karakteristik unsurlarını da mizahi bir dil ve incelikle kaleme aldı. ExTube, ustaca betimlenen karakterler, güçlü mizah, sosyolojik tespitler, sosyal medyaya yönelik keskin mesajlar vermesi dolayısıyla jüri tarafından birinci seçildi. Ödüllü öykü, okuyucusunu, iletişim teknolojileri hızla gelişirken, toplumda bazı dinamiklerin hiç değişmeyeceğini, güçlü bir kurgu ile üzerinde düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yarışmada ikinci seçilen, <b>İsmail Yamanol</b> yazdığı <b>İlk Göre</b>v adlı öykü ise evrenin oluştuğu Büyük Patlama anını konu alıyor. Bilimi rehber edinen insanların ufkunun ne kadar engin olabileceğine dikkat çeken öykü, akıcı bir dille okuyucusunu beklenmedik finale götürüyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yarışmaya, oğlunu korumak isteyen bir annenin zamanın katılığını hiçe sayarak neler yapabileceğini konu alan <b>İhlal</b> adlı öyküyle katılan <b>İsmail Yiğit</b>, zengin hayal gücünü yansıttığı eserle üçüncülük ödülünü elde etti.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
</div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-84978379138685886462016-11-24T06:54:00.001+03:002016-12-30T21:06:43.893+03:00Evim Dediği Oda (Öykü)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWPUj0UN9e6pljm9ysYDgkLAVFDMFPIqbrO2BNzYwEyaSTaD5XfDAhcJf7URuhxmpyc8ny2ivUiPFlhKP3FUrw6Fqw8VUm1mpW8QHmOSljSZrES02SJ7DD961Ge-gRA2rgit2WIGn-5Do/s1600/Evim+Dedi%25C4%259Fi+Oda+kapask.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWPUj0UN9e6pljm9ysYDgkLAVFDMFPIqbrO2BNzYwEyaSTaD5XfDAhcJf7URuhxmpyc8ny2ivUiPFlhKP3FUrw6Fqw8VUm1mpW8QHmOSljSZrES02SJ7DD961Ge-gRA2rgit2WIGn-5Do/s400/Evim+Dedi%25C4%259Fi+Oda+kapask.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Kapıyı kırıp girdiklerinde daktilosunun başındaydı.<br />
<br />
“Ayaya kalk! Ellerini başının üstüne koy!”<br />
<br />
“Lütfen… Bakın, önce beni bir dinle…”<br />
<br />
“Tüm bunların yasak olduğunu bilmiyor musun?”<br />
<br />
“Burası… evim.”<br />
<br />
Güldüler bu sözüne.<br />
<br />
“Senin evin yok,” dediler. “Kimsenin evi yok. Kimsenin evi olamaz.”<br />
<br />
İtiraz edecek oldu, ettirmediler. Suratının ortasına yumruğu patlattıkları gibi onu evim dediği odanın bir köşesine savurdular.<br />
<br />
“Bu yazı makinesini kim verdi sana? Konuş!”<br />
<br />
“Ben… Ben… bir yazarım.”<br />
<br />
“Sen yazar değilsin,” dediler. “Kimse yazar değil. Kimse yazar olamaz.”<br />
<br />
<a name='more'></a>“Yazdıklarımı… Yazdıklarımı okuyun. Bakın! Göreceksiniz… Lütfen, yalnızca…”<br />
<br />
“Sus!” dediler. Sustu. Bu kez itiraz etmeye korktu. İki yumrukluk canı vardı. Onun da yarısını az önce almışlardı.<br />
<br />
Adamlar on metre karelik odayı altüst ettiler. Yerin iki kat dibindeki bu odada fazla bir eşya da yoktu zaten. Bir tabure, bir tahta masa, üzerinde daktilo, kâğıtlar… Sonra kap kacak, bir yer yatağı…<br />
<br />
“Nereden buldun bütün bunları?”<br />
<br />
“…”<br />
<br />
“Bu odayı sana kim verdi? Bir aydır ne yiyor, ne içiyorsun? Yemeği nereden buluyorsun?”<br />
<br />
“…”<br />
<br />
“Cevap ver be adam! Bunca kâğıdı kimden temin ettin? Söyle! Düzen’i bozmana kimler yardım etti? Bir isim ver!”<br />
<br />
“…”<br />
<br />
Kap kacak, ayna gibi parıldayan siyah çizmelerin altında dümdüz oldu. Yatak parça parça edildi. Masanın ve taburenin işi bir tekmede bitiriverdi. Asırlık daktilo ise birkaç tekme fazlasına dayandı. 1966 yapımı bir Hermes Baby idi. İsviçre denen bir ülkede üretilmişti.<br />
<br />
Bacakları daha fazla taşıyamayacaktı onu. Yığılıp kaldı. Ölmek… Ölmek istiyordu. En azından bıraksalardı da burada ölseydi. Özgür bir insan gibi.<br />
<br />
“Ölemezsin,” dediler. “Biz izin vermeden ölemezsin. Kimse biz izin vermeden ölemez.”<br />
<br />
Kollarından tutup ayağa kaldırdılar. Sonra öykülerle dolu kâğıtları odanın ortasına yığdılar. Üzerine benzin döktüler. Eline bir kibrit kutusu verdiler…<br />
<br />
“Yak!” dediler.<br />
<br />
Sonra onu pardösüleri gibi kara bir arabaya bindirdiler. Kendileri de iki yanına doluştular. Hapse mi atacaklardı yoksa?<br />
<br />
“Ne münasebet,” dediler. “Senin bir suçun yok ki.”<br />
<br />
Yok muydu?<br />
<br />
“Yok tabii,” dediler. “Suçlu olan onlar.”<br />
<br />
Onlar mı? Onlar da kimdi? Onun düşündüğü onlar mıydı? Yoksa bilmediği, daha başka onlar da mı vardı? Düzen diye yutturulan zorbalığa boyun eğmeyen bu onlar kaç kişiydiler?<br />
<br />
“Belki anlatmasaydın…”<br />
<br />
“Anlatmak mı?” Ne anlatmıştı ki?<br />
<br />
“Belki yakmasaydın…”<br />
<br />
“Yakmak mı?” Neyi yakmıştı ki?<br />
<br />
“Her şeyi,” dediler. “Her şeyi yaktın. Kâğıtları, sonra sana yardım edenleri, bu odayı, bu eşyaları verenleri… Bir isim yeterdi. Gerisi iplik söküğü gibi gelecek. Hep gelmiştir.”<br />
<br />
“Size bir şey anlatmadım!” diye haykırdı birden. “Tek kelime etmedim! Kimseyi ispiyonlamadım! Yalan söylüyorsunuz!”<br />
<br />
Yine güldüler.<br />
<br />
Anlatmış mıydı yoksa? Hatırlamıyordu ki. Ya kâğıtlar? Çakmış mıydı kibriti? Tutuşturmuş muydu hayallerinden doğan öyküleri? Düşündü. Yok. Eline kibrit kutusunu verdikleri andan sonrası ölüm karanlığıydı. Yüreğini şimdiden kemirmeye başlayan bir boşluk.<br />
<br />
Araba önce sağa, sonra da sola döndü. Sabit bir hızda, kendisine verilen adrese doğru gidiyordu.<br />
<br />
Madem hapse atmayacaklardı… O zaman…<br />
<br />
“Evet,” dediler. “Başka neresi olabilir? Muhasebe bürona götürüyoruz seni. Ait olduğun yere. Bir aydır aksattığın işinin başına.”Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-7661833177944872852016-11-15T01:41:00.000+03:002016-12-30T19:45:28.503+03:002016 Tudem Edebiyat Ödülleri Sahiplerini Buldu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-rodxw_QUnesFj126op7G5s_-ivTfrEbSIO2AqLJicb-NM_Aowd0IhGkMN_pMFYKL8AeEZBtM9hV6iAUV_Mnvkjyp5JYbpXb6p9todxXYsqlu-aLhLcPzVX2fM9cbXghY2NZeqWK3Uso/s1600/toplu+foto.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-rodxw_QUnesFj126op7G5s_-ivTfrEbSIO2AqLJicb-NM_Aowd0IhGkMN_pMFYKL8AeEZBtM9hV6iAUV_Mnvkjyp5JYbpXb6p9todxXYsqlu-aLhLcPzVX2fM9cbXghY2NZeqWK3Uso/s400/toplu+foto.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>TUDEM Edebiyat Ödülleri</b> TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nın açılış günü olan 12 Kasım'da sahiplerini buldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu yıl 14. kez düzenlenen <b>TUDEM Edebiyat Ödülleri Kısa Öykü Yarışması</b> Ödül Töreni, <b>TÜYAP </b>İstanbul Kitap Fuarı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirildi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Seçici kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda ben de <b>Yüreği Güneşli Çocuk</b> adlı öykü dosyam ile mansiyon ödülüne layık görüldüm. <br />
<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br /></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLQe0CAboVzshu6qXdxMIYv6yojw_4JZ9fLJGURoszCRG37yQpzduRhOAuBVG0UUDJX3lrRY44tUNdH64K6AwmKn_AzE1ZTdNrK72wOBJ4R9tPG8WjzQjf2Ito58AMZJtpUX4tm4twmsU/s1600/%25C3%25B6d%25C3%25BCl+al%25C4%25B1rken.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLQe0CAboVzshu6qXdxMIYv6yojw_4JZ9fLJGURoszCRG37yQpzduRhOAuBVG0UUDJX3lrRY44tUNdH64K6AwmKn_AzE1ZTdNrK72wOBJ4R9tPG8WjzQjf2Ito58AMZJtpUX4tm4twmsU/s400/%25C3%25B6d%25C3%25BCl+al%25C4%25B1rken.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Tudem Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın <b>İsa Aykanat</b> Bey ödülümü takdim ederken. </td></tr>
</tbody></table>
<div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
Ödüle layık görülen diğer isimler ise Şafak Okdemir, Ali Benice, Elif Yonat Toğay, Koray Avcı Çakman ve Özlem Dertsiz oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Program kapsamında <b>Roman Sayıyla Öykü Nakavtla Kazanır: Öykü Üzerine Kısa Kısa</b> başlıklı bir panel de gerçekleştirildi. <b>Dr. Ayşegül Utku Günaydın</b>’ın yönettiği panele konuşmacı olarak katılan <b>Feyza Hepçilingirler, Habib Bektaş, Hakan Bıçakcı</b> ve <b>Yekta Kopan </b>katılımcılarla kısa öykü hakkındaki görüşlerini paylaştı.</div>
</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEFs8CBRbDJZScKwWMgaE-arF11LX5cooILc2DTALJ8JD0lPKS555gD9EuFCAdIkrTU1fTu9-qpKhtE9YvbcQBkhDs2fdE72BJCN9D8ul77Bvj0c65Oip3qkVfXBB6I29Pz1L6fslbuDY/s1600/tudem+panel.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEFs8CBRbDJZScKwWMgaE-arF11LX5cooILc2DTALJ8JD0lPKS555gD9EuFCAdIkrTU1fTu9-qpKhtE9YvbcQBkhDs2fdE72BJCN9D8ul77Bvj0c65Oip3qkVfXBB6I29Pz1L6fslbuDY/s400/tudem+panel.jpg" width="400" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2014 Tudem Korku Öyküleri Yarışması</b>'nda <b>Papyonlu Adam </b>adlı öykü dosyam ile kazandığım bu değerli ödüle bir kez daha layık görüldüğüm için gurur ve mutluluk duyuyorum. Hayal gücümü ödüllendirerek içimdeki çocuğu cesaretlendiren Tudem ailesine ne kadar teşekkür etsem azdır. </div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX2WNIimt_H9AWN9Wdg7uKLlbkZgPKkX_2Sv0ZO6Cspv8i3PofxxFshQTt593wmB6LtrPqIo_Cc8zwQb1loEKpTuPjihA11zxPkClMCletikGJp2Vm2PaRteJhAFYzPzz_YV_Vqmx3Rlc/s1600/tudem+%25C3%25B6d%25C3%25BCller.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX2WNIimt_H9AWN9Wdg7uKLlbkZgPKkX_2Sv0ZO6Cspv8i3PofxxFshQTt593wmB6LtrPqIo_Cc8zwQb1loEKpTuPjihA11zxPkClMCletikGJp2Vm2PaRteJhAFYzPzz_YV_Vqmx3Rlc/s200/tudem+%25C3%25B6d%25C3%25BCller.jpg" width="200" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-nm5qMeyhIeZ_BoRSLmi8pZe1zszBF4FImnobBezWqXwCL6opBpWp06WgcfaiO7MYMGZ2lppkufY4moVVcVT4-PDOfDYu_Jin2yxzcbXi5xqTQlYLuDAeD1Ci_m2mPnARXl7GS-NdTtA/s1600/t%25C3%25BCyap+ya%25C5%259Far+kemal.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-nm5qMeyhIeZ_BoRSLmi8pZe1zszBF4FImnobBezWqXwCL6opBpWp06WgcfaiO7MYMGZ2lppkufY4moVVcVT4-PDOfDYu_Jin2yxzcbXi5xqTQlYLuDAeD1Ci_m2mPnARXl7GS-NdTtA/s200/t%25C3%25BCyap+ya%25C5%259Far+kemal.jpg" width="193" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9f-PkD71LmCZwxLAu_ZdH0dkeW35cQPEvZdzCAipNdwDVzIKXIVqRJibQo_4kgRxc0jWLZf4P_a6auDDovNiWQsz9cvRyY0IWv-0_mLMAynm9guIYuAexFlxFGliHWr1_HhKYxBgjJ-s/s1600/%25C3%25B6d%25C3%25BCl+t%25C3%25B6r...jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9f-PkD71LmCZwxLAu_ZdH0dkeW35cQPEvZdzCAipNdwDVzIKXIVqRJibQo_4kgRxc0jWLZf4P_a6auDDovNiWQsz9cvRyY0IWv-0_mLMAynm9guIYuAexFlxFGliHWr1_HhKYxBgjJ-s/s200/%25C3%25B6d%25C3%25BCl+t%25C3%25B6r...jpg" width="200" /></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpVep2r58-JhiKr8ELtXt5wuo2dugff8oDlEtGQdGlSpBoe0oRJeqVGlORyk-jkYzXI2fMRLP2oq7cajZ-nCTuG7vOl353q5Sk_h-6YRubKUsQqD0zjupsYFdMjVJU6pYVH6wkIRile0g/s1600/tudem+%25C3%25B6d%25C3%25BCl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpVep2r58-JhiKr8ELtXt5wuo2dugff8oDlEtGQdGlSpBoe0oRJeqVGlORyk-jkYzXI2fMRLP2oq7cajZ-nCTuG7vOl353q5Sk_h-6YRubKUsQqD0zjupsYFdMjVJU6pYVH6wkIRile0g/s200/tudem+%25C3%25B6d%25C3%25BCl.jpg" width="150" /></a></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-88754015448588712172016-10-13T14:17:00.000+03:002016-10-13T21:53:50.485+03:0014. Tudem Edebiyat Ödülleri Açıklandı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJ36GtRhEDHtsoRZK36tadM7BysYowUYs3Y8dychgxqsbRhGa4YILnThV8rcvIQi0bf_xIXbMlRLGNj8d40pNd0PF8NgrXJNxH6Gu1jWq58RTKkOuyGXNH28Rjemyh60SIq07SfMaxa6Q/s1600/tudem.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJ36GtRhEDHtsoRZK36tadM7BysYowUYs3Y8dychgxqsbRhGa4YILnThV8rcvIQi0bf_xIXbMlRLGNj8d40pNd0PF8NgrXJNxH6Gu1jWq58RTKkOuyGXNH28Rjemyh60SIq07SfMaxa6Q/s400/tudem.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2003 yılından bu yana, çocuk ve gençlik edebiyatımıza çağdaş ve özgün eserler kazandırmak amacıyla düzenlenen <b>Tudem Edebiyat Ödülleri</b>, 2016 yılında <b>KISA ÖYKÜ</b> dalında verildi. Yarışmaya rekor sayıda başvuru yapıldı. Ön eleme çalışmasının ardından, 7 Ekim 2016 Cuma günü Jüri Toplantısı yapıldı.<b> Feyza Hepçilingirler</b>, <b>Habib Bektaş</b>, <b>Yekta Kopan</b>, <b>Kerem Işık</b> ve <b>Hakan Bıçakçı</b>‘dan oluşan seçici kurul, yarışmanın bu yılki kazananlarını belirledi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWm7gerZeemKwKzSh_XlvpJBERFdiJA0CR-by74l7GY95Y_wdv2DWFByyQsc8-fZZQHsN5NKUw0insUHQ7SpmKTr0ndd9kLxo_nqTa03Pxaf3KYMzD5kxm5hW8lfBNfKjenukYnueuMGQ/s1600/tudem-%25C3%25B6d%25C3%25BCl.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWm7gerZeemKwKzSh_XlvpJBERFdiJA0CR-by74l7GY95Y_wdv2DWFByyQsc8-fZZQHsN5NKUw0insUHQ7SpmKTr0ndd9kLxo_nqTa03Pxaf3KYMzD5kxm5hW8lfBNfKjenukYnueuMGQ/s320/tudem-%25C3%25B6d%25C3%25BCl.jpg" /></a>Ben de bu özel yarışmada, <b>Yüreği Güneşli Çocuk </b>adlı dosyamla<b> mansiyon</b> ödülüne layık görüldüm. Tudem Yayınları ve değerli jüri üyelerine çok teşekkür ederim. 2014'te de kazandığım bu ödüle bir kez daha layık görüldüğüm için gurur ve mutluluk duyuyorum. Ödül alan diğer isimleri de kutlarım.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Ödül Töreni</b>, 12 Kasım 2016 Cumartesi günü <b>TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi Marmara Salonu</b>’nda gerçekleştirilecek. </div>
<br />
<b>Ödül kazanan eserler </b>ve <b>sahipleri</b> şu şekilde sıralandı: <br />
<br />
<b>Birincilik Ödülü:</b> “Nice Ninenin Zeytini”, M.Şafak Okdemir Elginöz<br />
<b>İkincilik Ödülü: </b>“Öykü Adında Öyküler” , Ali Benice<br />
<b>Üçüncülük Ödülü: </b>“Atıştırmalık Öyküler”, Elif Yonat Toğay<br />
<b>Mansiyon: </b>“Bambaşka Bir Dünya”, Koray Avcı Çakman<br />
<b>Mansiyon: </b>“Kopya mı kim çekmiş”, Özlem Dertsiz<br />
<b>Mansiyon: </b>“Yüreği Güneşli Çocuk”, Kadri Kerem KaranfilKadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-29082628719238615532016-10-06T19:19:00.000+03:002016-12-30T19:49:46.063+03:00Ölümsüz Öyküler 2016’nın Kazananları Belli Oldu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5xpPgYNuYq4GNz6Qlna_G7t2_IIzI5GgXj8gOnRRRwt0nFESNGdo-g9ozVTNB9eKN-sXJL5s6Z9ZXqdJEerkl1i37VFsLmpF9fbzDA1c6UZIt4JJbG1NA_unF6OmMplYWtzdSXtsQh6Y/s1600/%25C3%25B6l%25C3%25BCms%25C3%25BCz+%25C3%25B6yk%25C3%25BCler..jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="311" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5xpPgYNuYq4GNz6Qlna_G7t2_IIzI5GgXj8gOnRRRwt0nFESNGdo-g9ozVTNB9eKN-sXJL5s6Z9ZXqdJEerkl1i37VFsLmpF9fbzDA1c6UZIt4JJbG1NA_unF6OmMplYWtzdSXtsQh6Y/s400/%25C3%25B6l%25C3%25BCms%25C3%25BCz+%25C3%25B6yk%25C3%25BCler..jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Ölümsüz Öyküler 2016 Kısa Öykü Yarışması</b>’nın ödül töreni, 24 Eylül tarihinde <b>Ahmet Cemal Kültür Atölyesi</b>’nde gerçekleşti. Kutlukhan Kutlu ve sevgili dostum Ozancan Demirışık’ın <b>Türkiye’de Fantazya ve Bilimkurgu Algısı</b> üzerine söyleştiği bir oturumla açılan etkinlik, Serdar Yıldız ve Kadim Gültekin’in <b>Ülkemizde Fantastik Edebiyat Üretimi ve Ölümsüz Öyküler’in Misyonu</b> üzerine yaptıkları konuşmayla devam etti. Tören kazananların açıklanması ve ödüllerin dağıtılmasıyla son buldu. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bendeniz de ödül alan isimler arasında yer aldım. <b>Stephen King İle İkinci Tanışma</b> adlı bilimkurgu öyküm, <b>mansiyon</b> ödülüne layık görüldü. Sertifikamı da yazar Serdar Yıldız'ın elinden aldım. Elbette tek ödül sertifika değildi. Ödüllü öykülerden oluşan ve <b>Hiç Yayınları</b> tarafından basılan iki Ölümsüz Öyküler kitabı ve Kadim Gültekin'in Zaman Oyunları romanı da bana verilen armağanlar arasındaydı. Bu güzel günden geriye ise yukarıdaki bol gülümsemeli fotoğraf kaldı. Yüzümüzdeki tebessümün hiç solmamasını diliyorum.<br />
<br />
<a name='more'></a></div>
<div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSwhJdcHVH5gkMnPh4xprdE5oCeg3d6hefWKS6qxXoR2UfdjAhUoxXSeLwRqJx2qDvCt_QJl_8rvVqz4Lqk5MTsgTiTDSHfODWcq4rONY1SQvr7D8WwtBQFxv6CZkzkV91S2AGOH0Iaqs/s1600/%25C3%25B6l%25C3%25BCms%25C3%25BCz+%25C3%25B6yk%25C3%25BCler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="335" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSwhJdcHVH5gkMnPh4xprdE5oCeg3d6hefWKS6qxXoR2UfdjAhUoxXSeLwRqJx2qDvCt_QJl_8rvVqz4Lqk5MTsgTiTDSHfODWcq4rONY1SQvr7D8WwtBQFxv6CZkzkV91S2AGOH0Iaqs/s400/%25C3%25B6l%25C3%25BCms%25C3%25BCz+%25C3%25B6yk%25C3%25BCler.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<b>Dereceye giren öyküler şu şekilde sıralandı:</b><br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Birinci: Mürekkephane | Nurdan Atay</div>
<div style="text-align: justify;">
İkinci: 8 Katil | Mehmet Akif Duman</div>
<div style="text-align: justify;">
Üçüncü: Ben Orada Değildim | Sevda Güventürk</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Mansiyon Ödülü:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Fezayı Sardı Bir İntikam | Öznur Babur</div>
<div style="text-align: justify;">
Gaip’in İfşası | İmge Bakalım</div>
<div style="text-align: justify;">
Stephen King ile İkinci Tanışma | Kadri Kerem Karanfil</div>
<div style="text-align: justify;">
İvedi İstirahat | Tunca Arslan</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Başarı Ödülü:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sapma | Cumhur Ay</div>
<div style="text-align: justify;">
Banquo’nun Tohumu | Onur Özgüner</div>
<div style="text-align: justify;">
Yalpağan | Yusuf Ekici</div>
<div style="text-align: justify;">
Andromeda | Özgür Emre Ateş</div>
</div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-27560924554397124112016-10-06T18:48:00.000+03:002016-10-07T03:07:35.408+03:00Korkunun Vücut Bulmuş Hali: O<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6huNS-fTOx0_HMEQz6dj7cMK5XHnx_f6tBlsqU4H6_fvfQ-FR0JU_FvZpgATvp9dx2iWNKt4nF0HCkFnbhua1q59WEYbcMFRwtGCIsb-OgaEqsXLnuNlUkyq-eM3CyR3xW7n-0Nwk06Y/s1600/stephen-king-it.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6huNS-fTOx0_HMEQz6dj7cMK5XHnx_f6tBlsqU4H6_fvfQ-FR0JU_FvZpgATvp9dx2iWNKt4nF0HCkFnbhua1q59WEYbcMFRwtGCIsb-OgaEqsXLnuNlUkyq-eM3CyR3xW7n-0Nwk06Y/s400/stephen-king-it.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Stephen King</b>’in günümüzün en popüler yazarlarından olduğunu söylememe gerek yok herhalde. King üretken bir yazar da. Küçücük bir çocukken yazıp annesine sattığı Tavşan Trick ve arkadaşları hakkındaki öykülerden bu yana dur durak bilmeden romanlar, öyküler kaleme almaya devam ediyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kabul etmek gerekir ki King’in yazdığı birçok şey, insanın tüylerini ürperten cinstendir. Geçirdiğiniz araba kazasının ardından sizi hastaneye götüreceğine evinde tutsak eden bir hayranınız olduğunu (<b>Sadist</b>), kasabanıza kan emici bir yaratığın taşındığını (<b>Korku Ağı</b>), içi canavarla dolu bir sisin ortasında kaldığınızı (<b>Sis</b>), lanetli bir mezarlığa gömdüğünüz ölünün akşam kapınızı çaldığını (<b>Hayvan Mezarlığı</b>), kuduz bir köpek sizi parçalamak isterken fırın gibi ısınan bir arabanın içinde mahsur kaldığınızı (<b>Kujo</b>) bir düşünsenize. Bunlar elbette kâbus gördürücü türden şeyler. Ancak şunu belirtmek gerekir, King iyi bir korku yazarıdır ama yalnızca bir korku yazarı değildir. King’i yalnızca korku yazarı olarak etiketlemek ona büyük haksızlık olur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kendi deyişiyle aklına ne gelirse yazar King. Bilimkurgu da yazar (<b>Şeffaf</b>), polisiye de (<b>Bay Mercedes</b>). Bir kadının hayatla olan mücadelesini de (<b>Dolores Claiborne</b>) anlatır, bir çocuğun ilk kez aşkı tatmasını da (<b>Kara Kule: Büyücü ve Cam Küre</b>). Ayrıca okuduğum yazarlar içinde dostluğun o saf halini kelimelere dökmeyi en iyi başaran yazar odur. Bu dostluk, şu an içinde yaşadığımız Bilişim Toplumu’nda bulunması en zor şeydir. İnsanları birbirlerine sanal ağlarla değil, en saf duygularla bağlayan ve zorluklar karşısında tek vücut olmalarını, yıkılmayıp ayakta kalmalarını sağlayan bir dostluktur bu. Büyülü ve nadirdir. Bu yüzden, dijital yerli olmayıp da çocukluğu arsalarda, sokaklarda geçmiş, akşam ezanından önce evde olmak zorunda olan benim gibi dijital göçmenler için klasik King kitaplarının farklı bir lezzeti vardır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/korkunun-vucut-bulmus-hali/"><span style="color: #b45f06;">Korkunun Vücut Bulmuş Hali: O </span></a></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-2748237588236323932016-09-25T19:54:00.005+03:002016-10-07T03:11:43.034+03:00Çocukluğu Cep Telefonuna Hapsolmayanların Dizisi: Stranger Things<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiTXpZAyuVA2hlOXt_yJ_4daFC6Ap_R1lJImS6EqDXLMFeKXaL8iFFRPydagA4oJej5P4x8QEnJwAj3wDTv2ripMOufETRFszcZjtHxybIppkqZIIPjSHy4f40DbmGw_xuqm8fXqghs9c/s1600/st+kapak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiTXpZAyuVA2hlOXt_yJ_4daFC6Ap_R1lJImS6EqDXLMFeKXaL8iFFRPydagA4oJej5P4x8QEnJwAj3wDTv2ripMOufETRFszcZjtHxybIppkqZIIPjSHy4f40DbmGw_xuqm8fXqghs9c/s400/st+kapak.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Arsalarda top koşturanlar, kapı pervazına tırmananlar, beş sakızı birden ağzına tıkanlar, uçurtması tembel bulutların arasında kaybolanlar, elektrik borularıyla külah atanlar, gece sokağa el feneriyle çıkanlar, inşaatın ikinci katından kuma atlayanlar, salçalı ekmekle karın doyuranlar, su tabancalarına boyalı su koyanlar, kokulu silginin tadına bakanlar, atari salonlarından çıkmayanlar, yorganın altında hayal kuranlar, kola şişesi içinde torpil patlatanlar, saklambaç oynayanlar, salıncakta sallananlar, ip atlayanlar, kaydıraktan kayanlar… Evet, aradığım sizlersiniz; çocukluğu cep telefonu ekranına hapsolmayan sizin gibi şanslı kişiler. Sizi niye mi arıyorum? Çocukluğunuza dönmenin bir yolunu buldum da ondan.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Günde elli kez elinize aldığınız cep telefonunu bir kenara bırakın, sıkıcı işinizi aklınızdan çıkarın ve maceradan maceraya koştuğunuz dostlarınızla yeniden buluşmaya hazır olun. Hayır, kuytu bir köşede gizemli bir gişe falan keşfetmedim. Büyülü biletlere de sahip değilim haliyle. Sizi yeniden Tipitip çiğnediğiniz günlere döndürmek için doğaüstü bir yardıma ihtiyacım yok. Bunu başarmak için dediğimi yapmanız yeterli. İşte sizden istediğim: <b>Netflix</b>’in son bombası <b>Stranger Things</b>’in ilk bölümünü açın ve arkanıza yaslanıp izlemeye başlayın. İşte hepsi bu kadar. İkinci bölüme geçmeden on bir yaşına dönmüş olursunuz. Yok canım, teşekkür etmenize gerek yok. Lafı bile olmaz. Ne de olsa hepimiz 80’lerin çocuklarıyız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/televizyon/dizi/cocuklugu-cep-telefonuna-hapsolmayanlarin-dizisi-stranger-things/"><span style="color: #0b5394;">Çocukluğu Cep Telefonuna Hapsolmayanların Dizisi: Stranger Things</span></a></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-42889300429540794022016-07-29T22:29:00.000+03:002016-07-29T22:33:47.412+03:00Bir Stephen King Bilimkurgusu: The Tommyknockers<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDD1M9q4C8IRuQjg27RowrTC8mYEDPkVE9f3VWrrmIiq_4fgeqaGNqZu-IBkr2QGRS3bU5lCnNMj1wniRLOS4Q-VGXEFbdPfR6IUbNA1DnZxgdRizYRhsAAYknl5TbVOe_d__RNzZ3W0E/s1600/tommy.jpg-kapak.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDD1M9q4C8IRuQjg27RowrTC8mYEDPkVE9f3VWrrmIiq_4fgeqaGNqZu-IBkr2QGRS3bU5lCnNMj1wniRLOS4Q-VGXEFbdPfR6IUbNA1DnZxgdRizYRhsAAYknl5TbVOe_d__RNzZ3W0E/s400/tommy.jpg-kapak.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Korku edebiyatı denince akla gelen ilk isimler arasında yer alan Amerikalı yazar <b>Stephen King </b>günümüzün en popüler yazarları arasında yer almakta. 2015 yılında Amerikan Hükümeti’nin <b>Ulusal Onur Madalyası</b>’yla ödüllendirdiği King oldukça üretken de bir yazar. İlk romanı (<b>Carrie</b> / Göz) 1974’te yayımlanan Stephen King, küçük bir çocukken yazıp annesine sattığı Tavşan Trick ve arkadaşları hakkındaki öykülerden bu yana dur durak bilmeden romanlar, öyküler kaleme almaya devam ediyor.</div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Kabul etmek gerekir ki King’in yazdığı birçok şey insanın tüylerini ürperten cinstendir. Geçirdiğiniz araba kazasının ardından sizi hastaneye götüreceğine evinde tutsak eden bir hayranınız olduğunu (<b>Sadist</b>), kasabanıza kan emici bir yaratığın taşındığını (<b>Korku Ağı</b>), içi canavarla dolu bir sisin ortasında kaldığınızı (<b>Sis</b>), lanetli bir mezarlığa gömdüğünüz ölünün akşam kapınızı çaldığını (<b>Hayvan Mezarlığı</b>), kuduz bir köpek sizi parçalamak isterken fırın gibi ısınan bir arabanın içinde mahsur kaldığınızı (<b>Kujo</b>) düşünün. Bunlar elbette kâbus gördürücü türden şeyler. Ancak şunu belirtmek gerekir: King iyi bir korku yazarıdır ama yalnızca bir korku yazarı değildir. King’i yalnızca korku yazarı olarak etiketlemek ona büyük haksızlık olur.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Stephen King kendi değişiyle aklına gelen her konuda yazar. Hal böyle olunca bilimkurgu türünde de eserler vermesi şaşırtıcı değildir. Bu eserler arasında yer alan <b>The Tommyknockers</b>’da (Şeffaf / Altın Kitaplar) King, tıpkı Dreamcatcher’da (<b>Rüya Avcısı</b> / Altın Kitaplar) olduğu gibi insanlığı, bir uzaylı tehlikesi ile karşı karşıya bırakır.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Yazının devamı Bilimkurgu Kulübü'nde: </b><br />
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/televizyon/bir-stephen-king-bilimkurgusu-the-tommyknockers/"><span style="color: #38761d;">Bir Stephen King Bilimkurgusu: The Tommyknockers</span></a></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-32676667551013474662016-04-18T17:28:00.000+03:002016-04-18T17:51:00.936+03:00Frankenstein'ın Sineması (Yazı Dizisi) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="text-align: justify;">Gotik bir romanın sayfalarından fırlamışa benzeyen kasvetli bir yaz gecesinde, </span><b style="text-align: justify;">Cenevre Gölü</b><span style="text-align: justify;"> kıyısında bulunan </span><b style="text-align: justify;">Diodati Villası</b><span style="text-align: justify;">’nda beş kişi bir araya gelir. Bu kişiler ozan </span><b style="text-align: justify;">Lord Byron</b><span style="text-align: justify;">, Byron’ın yakın dostu</span><b style="text-align: justify;"> Dr. John Polidori</b><span style="text-align: justify;">, Byron’ın sevgilisi </span><b style="text-align: justify;">Claire Clairmont</b><span style="text-align: justify;">, bir başka ozan olan </span><b style="text-align: justify;">Percy Bysshe Shelley</b><span style="text-align: justify;"> ve yakın bir zamanda onun eşi olacak on sekiz yaşındaki </span><b style="text-align: justify;">Mary Goodwin</b><span style="text-align: justify;">’dir. Birbirlerine hayalet hikâyeleri okurlarken Lord Byron bir yarışma teklifinde bulunur. Acaba aralarında, en korkunç hikâyeyi yazmayı kim başaracaktır? Doğumundan hemen sonra annesini kaybeden ve felsefeci bir babanın elinde büyüyen Mary, elbette dostlarından geri kalmak istemez ve gördüğü bir kâbustan da etkilenerek ileride bir edebiyat klasiği olacak romanı yazmaya koyulur. Bu romanın adı</span><b style="text-align: justify;"> Frankenstein Ya da Modern Prometheus</b><span style="text-align: justify;"> olacaktır. Bu isim Shelley’nin ilk kez 1818’de yayımlanan romanına gayet uygundur. İlk insanı yaratan ve ateşi çalıp ona armağan eden </span><b style="text-align: justify;">Prometheus </b><span style="text-align: justify;">gibi, türünün ilk örneği olan bir canlı yaratan </span><b style="text-align: justify;">Victor Frankenstein</b><span style="text-align: justify;"> da yaptığının bedelini ağır ödeyecektir.</span><br />
<span style="text-align: justify;"></span><br />
<span style="text-align: justify;"></span>
<span style="text-align: justify;"></span>
Frankenstein Ya da Modern Prometheus her ne kadar korku ve dehşet edebiyatına dâhil edilse de, kökleri bilimkurgu edebiyatının topraklarında kök salmış bir eserdir. Mary Shelley’nin entelektüel bir çevrede yetişmiş olduğunu unutmamak gerekir.<b> Charles Darwin</b>’in dedesi olan <b>Erasmus Darwin</b> ve ölü kurbağalar üzerinde elektrikle deneyler yapan İtalyan fizikçi <b>Luigi Galvani</b> gibi bilim insanlarının çalışmalarından etkilenen Shelley, daha önce yazılan gotik ve fantastik eserlerden farklı olarak, romanını, bilimsel bir tema üzerine oturtmuştur. (Romanının kahramanı Victor Frankenstein çocukluğunda ağaca düşen bir yıldırıma şahit olunca elektriğin gücünü keşfeder. O sırada yanlarında bulunan bir doğa filozofunun elektrik akımı ve galvaniz üzerine olan düşünceleri de onda büyük merak uyandırır. Bu tecrübeler, gelecekte yapacağı ölü bir insana hayat verme deneyinin kapılarını açmış olur.) Roman bu özelliği ile bilimkurgu edebiyatının öncülerinden sayılır. Ayrıca roman insanın kederini, kendisine ve içinde bulunduğu topluma yabancılaşmasını gözler önüne seren bir metin olarak da okunabilir.<br />
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWmtuShezG8vxCtluPYcAGkAra8kHvZn_0-eDm8sl9X-OD5iO3uMzRmNX777L4XYv0rJkHNFwhShVzpfpjtXBaeBbAxFQdHxo6aYjXDBbLxR5n-Rauoo-d4aGzEEAK24RXKZ2WZvfx4i8/s1600/Frank1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWmtuShezG8vxCtluPYcAGkAra8kHvZn_0-eDm8sl9X-OD5iO3uMzRmNX777L4XYv0rJkHNFwhShVzpfpjtXBaeBbAxFQdHxo6aYjXDBbLxR5n-Rauoo-d4aGzEEAK24RXKZ2WZvfx4i8/s400/Frank1.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/frankensteinin-sinemasi-1/">Frankenstein'ın Sineması, Bölüm -1-</a></b></span></td></tr>
</tbody></table>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIV7HOYjokqRxC-2hbKsCKTk6kNIm6jzNQftIw3NAIZ7CUlvsgjAbYXnL3F-OII61pR-dBpQj_ykNurke1HrMWB4oyM4mIYLvXsFM5w7eUx1t7FJsfjNFotYOjTgWtkTx6Q0igPShyHvA/s1600/Frank2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIV7HOYjokqRxC-2hbKsCKTk6kNIm6jzNQftIw3NAIZ7CUlvsgjAbYXnL3F-OII61pR-dBpQj_ykNurke1HrMWB4oyM4mIYLvXsFM5w7eUx1t7FJsfjNFotYOjTgWtkTx6Q0igPShyHvA/s400/Frank2.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/frankensteinin-sinemasi-2/">Frankenstein'ın Sineması, Bölüm -2- </a></b></span></td></tr>
</tbody></table>
</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhB2gfyYoOkRIldJoY4p3Rsp0ZlmRbFQ6JtACBhsiFwoCnYGy6gTcExs5Rw4oNkjruScyEVP2A-90FFqWUe6iPOeMUXFi_MCE6Fiu4-aGi5IhgnCUo6PiGcodAyvEhnX52mP8n3BfUumY/s1600/Frank3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhB2gfyYoOkRIldJoY4p3Rsp0ZlmRbFQ6JtACBhsiFwoCnYGy6gTcExs5Rw4oNkjruScyEVP2A-90FFqWUe6iPOeMUXFi_MCE6Fiu4-aGi5IhgnCUo6PiGcodAyvEhnX52mP8n3BfUumY/s400/Frank3.jpg" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/frankensteinin-sinemasi-3/">Frankenstein'ın Sineması, Bölüm -3- </a></b></span></td></tr>
</tbody></table>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-36844978431957964262016-04-18T16:58:00.000+03:002016-09-25T20:06:25.550+03:00Altın Madalyon Online Dergi, 8. Sayısıyla Karşınızda!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6W4JWTFZq5_jrZ8U8nUYYP_fyWg2Vd-MqzuFb2Jr9WU9THklnRCno6rwGlj60FvFw3ZStSaotqm7Is60XiSydnXf4F17qsoQxD2ZQf_22whOXr8Bi1n9vY6cbuHMSxZRiw88nD2I2tRc/s1600/alt%25C4%25B1n+madalyon+8.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6W4JWTFZq5_jrZ8U8nUYYP_fyWg2Vd-MqzuFb2Jr9WU9THklnRCno6rwGlj60FvFw3ZStSaotqm7Is60XiSydnXf4F17qsoQxD2ZQf_22whOXr8Bi1n9vY6cbuHMSxZRiw88nD2I2tRc/s320/alt%25C4%25B1n+madalyon+8.jpg" width="226" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>Altın Madalyon E-Dergi</b> 8. sayısıyla karşınızda! Bu sayıda ben de <b>Rüzgarın Fısıldadıkları</b> adlı korku öykümle yer aldım. Ayrıca yıllar evvel yazdığım <b>Doğum</b> adlı öykümün çizgi dizi versiyonu olan <b>Kan Yaşamdır</b> da 3. bölümüyle derginin sayfaları arasındaki yerini aldı. Harika çizimleriyle öyküme farklı bir boyut katan <b>Abbas Bağca</b>'ya bir kez daha teşekkür ederim. Bu sayının kapak çizimi de kendisine ait. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dergiyi masaüstünüze indirmek için:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
<b><span style="color: red;"><a href="http://www.mediafire.com/download/noemb2hqjiobbgl/altinmadalyon8.pdf">Altın Madalyon Online Dergi, Sayı 8</a></span></b></div>
<br />Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-64515135133033094052016-03-20T18:28:00.001+02:002016-04-18T17:43:55.681+03:00Grev (Öykü)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjRCbJu0a1487q03vHgynEqCxLi02wiDrq5v0a1hrJWlM8V3QcDZ9EpPWQwPMUBplwH6HUyB_6XNaUuNhRvYya8M-FBT5YhHWf7PIhHBatgyGXzdWTxBHDPvcNkFDs9JQYOGcLfxt2GMc/s1600/GrEv-620x350.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjRCbJu0a1487q03vHgynEqCxLi02wiDrq5v0a1hrJWlM8V3QcDZ9EpPWQwPMUBplwH6HUyB_6XNaUuNhRvYya8M-FBT5YhHWf7PIhHBatgyGXzdWTxBHDPvcNkFDs9JQYOGcLfxt2GMc/s400/GrEv-620x350.jpeg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Rasim Usta perdeyi aralayıp sokağa baktı. Gelen giden yoktu. Öylece oturacağına kendini oyalasa fena olmayacaktı. Heyecandan eli ayağı titriyordu. Türk Sanat Müziği kanalını açıp bet sesiyle mekanik soliste eşlik etmeye başladı. Mekanik otuz yaşlarında görünüyordu. Kumral saçları özenle taranmıştı. Üzerindeki ceket ışıkların altında parıldıyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Rasim Usta bir mekaniğin şarkıları böyle içten okuyabilmesine hep şaşırmıştı. Tamam, görünüş olarak bize benziyor olabilirlerdi, ama bu makine oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Ve makinelerin duyguları olamazdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Gerçekten de olamaz mıydı?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Buna inanması öyle güçtü ki.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Rasim Usta televizyonu kapatıp kol saatine baktı. On ikiyi beş geçiyordu. Nerede kalmıştı bunlar? Belki de vazgeçmişlerdi. Keşke, diye geçirdi içinden. Nasıl olmuştu da bulaşmıştı bu işe? Niye hayır diyememişti ki? Dile kolay, tam yirmi üç yıl ekmeğini yemişti fabrikanın. Altı ay önce ellerine üç kuruş sıkıştırıp o da dâhil herkesi işten çıkarmışlardı gerçi. İşçiler perişan olmuştu. Çoğu hala işsizdi. Aralarında yeni baba olanlar da vardı, yeni evlenenler de. Yine de o gece yapacakları şeyi haklı çıkarmazdı bunlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Tam o sırada sokağa bir araba saptı. Onlar olmalıydı. Demek vazgeçmemişlerdi. Rasim Usta’nın kalbi hızla çarpmaya başladı.<br />
<br />
...<br />
<br />
<b>Öykünün devamı Bilimkurgu Külübü'nde:</b><br />
<b><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kisa-oyku/grev-kadri-kerem-kisa-oyku/"><span style="color: red;">Grev</span></a></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-23608656608799058682016-02-13T00:01:00.000+02:002016-10-07T03:14:04.363+03:00Spare Parts: Bir Başarı Öyküsü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE0rJGVCSKrNtsyVyKr5cydWBGLyFRYNgfUCbkiXps30VqJ_L5OcK4L1N0HdpMW_UnNh0k14v3qwY5JMs_Z16KoUohN3YwFOuuEjabDbC0ZPWWOMvt9rSo3RenQOZz0AyKtNHIu9MithQ/s1600/Spare-Parts-main-e1430832094156.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE0rJGVCSKrNtsyVyKr5cydWBGLyFRYNgfUCbkiXps30VqJ_L5OcK4L1N0HdpMW_UnNh0k14v3qwY5JMs_Z16KoUohN3YwFOuuEjabDbC0ZPWWOMvt9rSo3RenQOZz0AyKtNHIu9MithQ/s400/Spare-Parts-main-e1430832094156.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Senaryosunu <b>Elissa Matsueda</b>’nın yazdığı ve yönetmenliğini de <b>Sean McNamara</b>’nın üstlendiği 2015 yapımı <b>Spare Parts</b>, insanın kalbine dokunan ve ilham verici hikâyesiyle seyredilmeyi sonuna kadar hak eden bir film.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Yazının tamamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b></div>
<a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/sinema/spare-parts-bir-basari-oykusu/"><span style="color: #b45f06;"><b>Spare Parts: Bir Başarı Öyküsü</b></span></a>Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-17898576186114012832016-02-12T23:54:00.000+02:002016-04-18T17:44:58.244+03:00Gereksiz Adam (Öykü)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkPEsNYb-nS-XDz8xWy17MQ67chwtdKevOS8KfDp3Aa61Q6th_g7h1MfGPLc75DuymXRGL5i3dztI0ySPJc1YpGszV9INFefr97LoEIW5BSLVr_7Vs_z90jdg97LcVAatW_DDqo3K6xeo/s1600/gereksiz-adammm-620x350.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkPEsNYb-nS-XDz8xWy17MQ67chwtdKevOS8KfDp3Aa61Q6th_g7h1MfGPLc75DuymXRGL5i3dztI0ySPJc1YpGszV9INFefr97LoEIW5BSLVr_7Vs_z90jdg97LcVAatW_DDqo3K6xeo/s400/gereksiz-adammm-620x350.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kemal kapının eşiğinde dikilen karısına baktı. Selime’nin yüzü solgundu. Her an bayılacak gibi durmaktaydı. Yine de gülümsemeye çabalıyordu. Kemal de zoraki gerdi dudaklarını.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Her şeyden habersiz Rüzgâr dışarı fırlayıp babasının üzerine tırmandı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Bana bisiklet alır mısın baba?”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kemal alırım demek istedi, diyemedi. Daha beş yaşında olan oğlunu kandırmayı kendine yakıştıramamıştı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Şu karşı evdeki çocuğun bir bisikleti var baba, öyle hızlı gidiyor ki… Bak böyle.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çocuk kucaktan inmiş, hayali bisikletini sürmeye başlamıştı. Kemal bembeyaz bir suratla izliyordu onu. Selime fırladı, çocuğu kolundan tuttuğu gibi yanına çekti. Rüzgâr neye uğradığını şaşırmıştı. Bir annesine, bir babasına bakıyordu. Yanlış bir şey mi yapmıştı acaba?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kemal karısına sımsıkı sarıldı. Sonra neler olup bittiğini anlayamayan oğlunu öptü, öptü, öptü… Çocuk kıvırcık saçlarını babasından almıştı. Kemal çocuğun kıvırcık saçlarını karıştırdı. Sonra doğruldu, önünden defalarca kez geçtiği halde içine hiç girmediği penceresiz binaya doğru yola koyuldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Selime onu gözden kaybolana dek izledi. Onlar tarafından çağırılıp geri dönen biri var mıydı? Hafızasını zorladı. Bir kişi bile umudunu korumasına yeterdi. Ama yoktu. Tek bir kişi bile yoktu.<br />
<br />
...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<b>Öykünün devamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b></div>
<div>
<a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kisa-oyku/gereksiz-adam-kadri-kerem-kisa-oyku/"><b><span style="color: blue;">Gereksiz Adam</span></b></a></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-6312964396611827329.post-7436665095203152092015-12-27T22:04:00.000+02:002016-10-07T03:15:08.257+03:00Yirmi İkinci Yüzyılda Bir Aldatma Hikâyesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTJWPFcQ_89_Mi3YV-ODGDECOH4scE8N_5SoUNuoRff0X47OzNrFIxmBR_dEQpowmeSEV5YGTuxL-HuG1HQEszcv97CzBBvxolsVEyXdHrVPsGN1M9AC6xGkf1wVnLfIz8XxH2fdmt_Jk/s1600/robo-e%25C5%259F-620x350.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTJWPFcQ_89_Mi3YV-ODGDECOH4scE8N_5SoUNuoRff0X47OzNrFIxmBR_dEQpowmeSEV5YGTuxL-HuG1HQEszcv97CzBBvxolsVEyXdHrVPsGN1M9AC6xGkf1wVnLfIz8XxH2fdmt_Jk/s400/robo-e%25C5%259F-620x350.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Kadın havada süzülen koltuğa oturdu, bir bacağını diğerinin üstüne atıp bir sigara yaktı. Bacağını salladıkça altındaki koltuk aşağı yukarı yaylanıyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Beni şununla aldattığına inanamıyorum. Hiç olmazsa… Ne bileyim… Nefret ediyorum senden.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Sevgilim önce bir sakinleş istersen. Hem sigara içmemelisin. Yani… Sigaranın sana ne kadar zararlı olduğunu biliyorsun.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kadın adama inat derin bir nefes çekti sigaradan. Duman önce kulaklarından, sonra da gözlerinden çıkmaya başladı. Sanki bana bir şey olursa bunun tek suçlusu sensin demek istiyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Bunu yaptığına hala inanamıyorum. Bu… bu bir şaka olmalı.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Çocukluk ediyorsun.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Haydi söyle, sana iyi bir eş olamadım mı? Yatakta seni mutlu edemiyor muyum? Söyle, bilmek istiyorum.”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Adam ne diyeceğini şaşırmıştı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "open sans" , sans-serif; font-size: 1.08333em; line-height: 20px;"><br /></span></div>
<b>Öykünün Devamı Bilimkurgu Kulübü'nde:</b><br />
<div>
<b><span style="color: #3d85c6;"><a href="http://www.bilimkurgukulubu.com/edebiyat/kisa-oyku/yirmi-ikinci-yuzyilda-bir-aldatma-hikayesi-kadri-kerem-kisa-oyku/">Yirmi İkinci Yüzyılda Bir Aldatma Hikâyesi</a></span></b></div>
Kadri Kerem Karanfilhttp://www.blogger.com/profile/16801563714484370118noreply@blogger.com0