24 Nisan 2012 Salı

Tim Burton'ın "Çılgın Marslılar"ı


Tim Burton denince neler gelmez ki insanın aklına:

Ruhları kendi evlerinde sıkışıp kalan ölü çiftler (Beter Böcek), adaleti bildiği yoldan sağlayan yarasa adamlar (Batman), korkunç başsız süvariler (Hayalet Süvari), gerçek ile hayal gücünü harmanlayıp fantastik öyküler yaratan hayalperestler (Büyük Balık), evlenmek için dirilen bahtsız gelinler (Ölü Gelin), çikolata fabrikasını cennet bahçesine çeviren çılgınlar (Charlie’nin Çikolata Fabrikası), intikam hırsıyla yanıp tutuşan berberler (Fleet Sokağı'nın Şeytan Berberi), beyaz tavşanın peşine düşüp maceradan maceraya koşturan genç kızlar (Alice Harikalar Diyarında), kılıktan kılığa girip bizi her defasında şaşırtan Johnny Depp, Helena Bonham Carter, Burton’ın hayal gücünden fırlamış o çarpık, garip dekorlar…

Ve hem bilim insanlarının, hem de bilim kurgunun peşini bırakmaya niyetli olmadığı Marslılar. 


Marslılar, şekilleri hepimizin aklına kazınmış o klasik uçan daireleri ile Kızıl Gezegen’den kalkıp uzayın ürkünç karanlığında ilerler ve insanoğlunun kendini tamamen güvende sandığı, binlerce yıldır üzerinde mutlu mesut yaşadığı minik mavi gezegene geliverirler.

En önemli soru şudur: “Barış için mi gelmişlerdir?” Profesör Donald Kessler’e (Pierce Brosnan) sorarsanız yanıt evettir. Başkan (Jack Nicholson) bu olayı halka duyurmak için kameraların karşısına geçer. Dünya yeni bir çağa adım atmak üzeredir. Marslıları karşılamak için hazırlıklara başlanır.

Sonunda büyük an gelir çatar. Televizyon kanalları dünya tarihinin en önemli olayını canlı olarak yayınlamak için yerlerini almıştır. Kırmızı halı serilmiş, “Hoş Geldiniz” yazılı bir pankart asılmıştır. Karşılama komitesi, askerler, bir grup meraklı, hepsi hazır beklemektedir.

Uzay gemisi bulutların arasından süzülürken, şaşkınlıktan açılmış ağızları ve meraklı gözleri taşıyan başlar gökyüzüne çevrilir. Gemi güneş ışınları altında devasa bir jant kapağı gibi parıldayarak yere iniş yapar. Marslılar açılan kapaktan peşi sıra iner ve yeryüzüne ayak basarlar. Alanda toplananlar ve televizyon başındaki milyonlar nefesini tutmuş, bu koca kafalı, pörtlek gözlü canlılar ne söyleyecek diye beklemektedir.

“Barış için geldik!” derler. “Barış için geldik!” Böylece tutulan nefesler verilir, endişe bulutları dağılır. Yüreklere su serpilmiştir. Dünya dışı yaşam pankartta yazdığı gibi hoş gelmiştir.

Tam o sırada gökyüzüne salınan bir barış güvercini olayların akışını değiştirir. Çocuk oyuncağına benzer ışın tabancaları çekilir; önce güvercin kızartılır, ardında da insanlar. Ortalık bir anda karışır. Askerlerin uzaylılara karşılık vermesiyle küçük çaplı bir savaş patlak verir. Ancak insanoğlu bu ileri medeniyet karşısında aciz kalacak, dünya başka bir gezegenden gelen canlılar tarafından işgal edilecektir.  

Marslılar çılgın sıfatını sonuna kadar hak etmektedir. Acımasızdırlar, alaycıdırlar, dalgacıdırlar, aynı zamanda teknolojik olarak bizden çok ilerdedirler. Işın tabancalarıyla önlerine geleni kül ederler, yakarlar, yıkarlar, gülerler, eğlenirler…



Film aynı zamanda tam anlamıyla bir yıldızlar geçididir: Jack Nicholson, Glenn Close, Pierce Brosnan, Danny DeVito, Martin Short, Sarah Jessica Parker, Michael J. Fox, Natalie Portman, Rod Steiger, Pam Grier, Tom Jones… Aklınıza gelen her isim filmde bir rol bulmuştur sanki.

Evet, bu filmde bir siz yoksunuzdur. Sakın bu kadar ünlünün olduğu yerden başarılı bir film çıkmayacağını düşünmeyin. Başka zaman olsa belki haklı olabilirdiniz, ama bu kez değil. “Çılgın Marslılar” 50’li yılların bilim kurgu filmlerine saygı duruşu niteliğinde, bir o kadar da eğlenceli bir Tim Burton filmidir.

Belki “Beter Böcek” kadar yer etmeyebilir hafızanızda, belki “Büyük Balık” kadar çarpıcı değildir, belki “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” kadar büyülemez sizi; ama şundan kuşkunuz olmasın ki, dünyamızın başına bela olan bu yeşil yaratıklar, bir saat kırk beş dakikanızı keyifle geçirmenizi sağlayacaklardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...