Tim Burton denince neler gelmez ki insanın aklına:
Ruhları kendi evlerinde
sıkışıp kalan ölü çiftler (Beter Böcek), adaleti bildiği yoldan sağlayan yarasa
adamlar (Batman), korkunç başsız süvariler (Hayalet Süvari), gerçek ile hayal
gücünü harmanlayıp fantastik öyküler yaratan hayalperestler (Büyük Balık),
evlenmek için dirilen bahtsız gelinler (Ölü Gelin), çikolata fabrikasını cennet
bahçesine çeviren çılgınlar (Charlie’nin Çikolata Fabrikası), intikam hırsıyla
yanıp tutuşan berberler (Fleet Sokağı'nın Şeytan Berberi), beyaz tavşanın
peşine düşüp maceradan maceraya koşturan genç kızlar (Alice Harikalar
Diyarında), kılıktan kılığa girip bizi her defasında şaşırtan Johnny Depp, Helena
Bonham Carter, Burton’ın hayal gücünden fırlamış o çarpık, garip dekorlar…
Marslılar, şekilleri
hepimizin aklına kazınmış o klasik uçan daireleri ile Kızıl Gezegen’den kalkıp
uzayın ürkünç karanlığında ilerler ve insanoğlunun kendini tamamen güvende
sandığı, binlerce yıldır üzerinde mutlu mesut yaşadığı minik mavi gezegene geliverirler.
En önemli soru şudur:
“Barış için mi gelmişlerdir?” Profesör Donald Kessler’e (Pierce Brosnan)
sorarsanız yanıt evettir. Başkan (Jack Nicholson) bu olayı halka duyurmak için
kameraların karşısına geçer. Dünya yeni bir çağa adım atmak üzeredir.
Marslıları karşılamak için hazırlıklara başlanır.
Sonunda büyük an gelir
çatar. Televizyon kanalları dünya tarihinin en önemli olayını canlı olarak yayınlamak
için yerlerini almıştır. Kırmızı halı serilmiş, “Hoş Geldiniz” yazılı bir
pankart asılmıştır. Karşılama komitesi, askerler, bir grup meraklı, hepsi hazır
beklemektedir.
Uzay gemisi bulutların
arasından süzülürken, şaşkınlıktan açılmış ağızları ve meraklı gözleri taşıyan
başlar gökyüzüne çevrilir. Gemi güneş ışınları altında devasa bir jant kapağı
gibi parıldayarak yere iniş yapar. Marslılar açılan kapaktan peşi sıra iner ve
yeryüzüne ayak basarlar. Alanda toplananlar ve televizyon başındaki milyonlar
nefesini tutmuş, bu koca kafalı, pörtlek gözlü canlılar ne söyleyecek diye
beklemektedir.
“Barış için geldik!”
derler. “Barış için geldik!” Böylece tutulan nefesler verilir, endişe bulutları
dağılır. Yüreklere su serpilmiştir. Dünya dışı yaşam pankartta yazdığı gibi hoş
gelmiştir.
Tam o sırada gökyüzüne
salınan bir barış güvercini olayların akışını değiştirir. Çocuk oyuncağına benzer
ışın tabancaları çekilir; önce güvercin kızartılır, ardında da insanlar.
Ortalık bir anda karışır. Askerlerin uzaylılara karşılık vermesiyle küçük çaplı
bir savaş patlak verir. Ancak insanoğlu bu ileri medeniyet karşısında aciz
kalacak, dünya başka bir gezegenden gelen canlılar tarafından işgal
edilecektir.
Film aynı zamanda tam
anlamıyla bir yıldızlar geçididir: Jack Nicholson, Glenn Close, Pierce Brosnan,
Danny DeVito, Martin Short, Sarah Jessica Parker, Michael J. Fox, Natalie
Portman, Rod Steiger, Pam Grier, Tom Jones… Aklınıza gelen her isim filmde bir
rol bulmuştur sanki.
Evet, bu filmde bir siz
yoksunuzdur. Sakın bu kadar ünlünün olduğu yerden başarılı bir film
çıkmayacağını düşünmeyin. Başka zaman olsa belki haklı olabilirdiniz, ama bu
kez değil. “Çılgın Marslılar” 50’li yılların bilim kurgu filmlerine saygı
duruşu niteliğinde, bir o kadar da eğlenceli bir Tim Burton filmidir.
Belki “Beter Böcek” kadar
yer etmeyebilir hafızanızda, belki “Büyük Balık” kadar çarpıcı değildir, belki
“Charlie’nin Çikolata Fabrikası” kadar büyülemez sizi; ama şundan kuşkunuz
olmasın ki, dünyamızın başına bela olan bu yeşil yaratıklar, bir saat kırk beş
dakikanızı keyifle geçirmenizi sağlayacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder