3 Ağustos 2012 Cuma

Hansel ve Gretel Elm Sokağı'nda

Gretel, cadının fırının ağzına eğildiği anı fırsat bilmiş. “İşte tam zamanı!” diye düşünmüş. Tüm gücünü toplamış. Cadıyı tuttuğu gibi fırındaki alevlerin arasına itivermiş. Cadı fırında cayır cayır yanarken, o mahzene koşmuş. Sevinçle bağırıyormuş:
“Kurtulduk Hansel! Cadıdan kurtulduk!”
Grimm Kardeşler, “Hansel ve Gretel”

Hepimizin bildiği masal, defalarca kez duyduğumuzdan mı, yoksa aklımıza bir çocuk kitabında yer alan masum bir öykü olarak kazındığından mı bilinmez ama hiçbir zaman bir korku öyküsü olarak görünmemiştir gözümüze.    

Siz bakmayın masum bir masal kılığına büründüğüne, aslında rahatlıkla bir korku öyküsü sayılabilir, tıpkı diğer pek çok masalın sayılabileceği gibi. (Karnı yarılıp içine taş doldurulduktan sonra kuyuya atılıp boğulan hain kurdu, kurduğu hayaller son kibritiyle birlikte tükenip gidince donarak can veren kibritçi kızı getirin aklınıza.)  

Aileleri çaresizliğe, açlığa, sefalete, hatta çocuklarını karanlık bir ormanın derinliklerinde ölüme terk etmeye sürükleyen kıtlık; çocukları pişirip mideye indiren ancak sonunda bir fırının içinde cayır cayır yanarak can veren korkunç bir cadı; şişmanladığı anlaşılmasın diye gözü görmeyen cadıya daha önce yenilmiş bir çocuğun parmak kemiğini uzatan Hansel…

Sevgili dostlar, sizi bilmem ama ben buna korku öyküsü derim işte! Hem de en dehşetlisinden.


Yazının tamamı ve çok daha fazlası  Altın Madalyon E-Dergi'de. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...